Konferansın Bitiminde ‘Şam Deklarasyonu’ Deklere Edildi

ŞAM – Enformasyon Bakanlığının Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad’ın gözetimi altında Şam’daki Esad Kültür Sanat Merkezinde düzenlediği ‘Uluslararası Tekfirci Teröre Karşı Mücadele Medya Savaşı katılımcıları iki gün süren çalışmalarının bitiminde ‘Şam Deklarasyonu’nu deklere ettiler.

Bölgesel ve Evrensel Organizeli Bir Mücadele Olmalıdır

Enformasyon Bakanı Omran el Zoubi’nin katılımcılara okuduğu deklarasyonda tüm terör örgütlerin devletler ve BM düzeylerinde terör listelerine alınmaları gerektiği vurgulandı. Bu terör örgütlere karşı bölgesel ve evrensel organizeli ve ciddi bir mücadelenin yapılması gereğinin altı çizildiği deklarasyonda; ayrıca terör örgütlere herhangi bir şekilde destek verecek devletlerin kınanması gereği belirtildi.

Teröre karşı mücadele eden devlet ve hükümetlerin desteklenmesi gereğinin vurgulandığı deklarasyonda; krizlerinin de siyasi yollarla çözülmesini destekleme gereği belirtildi. Deklarasyonda terörü destekleyen ve provoke eden medya araçlarının bu terörün bir parçası sayılması öneminin altı çizildi.

Muhtelif Adlandırmalar Altındaki Teröristlerin Hedefleri ve Finans Kaynakları Birdir

Deklarasyonda Suriye Arap Cumhuriyetine karşı terör savaşının sürmesi gölgesinde tekfirci terör olgusunun birçok Batılı, Arap ve İslam devletinde yayıldığına işaret edilerek; bu terörün muhtelif adlandırmalar altında örgütlendiği, hedef ve yönteminin ise bir olduğunu, finans ve silah kaynaklarının da bir olduğu vurgulandı.

Katliam ve Sabotaj Eylemlerinde Sınır Yada İstisna Yok

Muhtelif bölgelerde onlarca toplu katliam gerçekleştiren ve gerçekleştirmekte olan bu teröre karşı ortak mücadelenin gerekli hale geldiğine dikkat çekilen deklarasyonda; tekfirci terörün saldırı ve katliamlarında din, ırk yada hiçbir şehit dikkate almadığı belirtildi. Deklarasyonda aynı zamanda dış güçlerin destekledikleri tekfirci terörün altyapı ve hizmet kurumları, kutsal mekanlar ve dini şahsiyetler, tarihi eser ve medeniyet, kültür ve folklor, aydın ve akademisyenleri, okul ve hastaneleri hedef aldığı kaydedildi. Deklarasyonda tekfirci terörün başkalarını yok etmek siyasi ve ideolojik dayatmalarda bulunma hedefinde olduğunun altı çizildi.

Tekfirci terör örgütlerin dünya ülkeleri arasındaki siyasi anlaşmazlıklar ve çelişkileri fırsat kullanıp askeri, mali ve beşeri ve medya güçlerini büyüttüklerinin altı çizildiği deklarasyonda; bu örgütlerin karanlık ve dayatmacı hedeflerini aleni bir şekilde ifade etmeye başladıkları kaydedildi. Deklarasyonda tekfirci örgütlerin hedeflerine ulaşmada tüm semavi dinler, insan hakları uluslar arası kanun ve misaklara en çirkef ihlalleri teşkil eden yöntemlere de başvurduklarının altı çizildi.

Destekleyen Medya Araçları Terörün Bir Parçası Sayılmalıdır

Deklarasyonda bu terör örgütlerinin başında IŞİD, Kaide Örgütünün Suriye kolu Nusra Cephesi, Ahrar el Şam İslami Hareketi, Fetih Ordusu, Şam Cephesi, Eknaf beyt el Makdis, Müslüman Kardeşler ve daha başka isimlerin bulunduğuna dikkat çekildi.

Özellikle dini yada siyasi boyutlar taşıyan kimi medya araçlarının söz konusu tekfirci terör örgütleriyle tam bir işbirliği içinde olduklarına dikkat çekilen deklarasyonda; bu medya araçlarının terör örgütlerinin bir parçası olduğuna da vurgu yapıldı.

Deklarasyonda tekfirci terörün bölge halklarının yanında tüm dünya halklarına en büyük tehlikeyi teşkil ettiğinin altı çizilerek; bu tehlikeye karşı mücadelede işbirliği ve koordinasyonun önemine vurgu yapıldı.

Kararlar Uygulanmalı, Uymayanlar da Uymaya Zorlanmalıdır

Deklarasyonda Güvenlik Konseyi ve BM’nin daha önce terörle mücadeleye ilişkin kararlarının hayata geçirilmesi gereğinin yanında bu kararların tarafsız ve ciddi bir şekilde hayata geçirilip uymayanların uymaya zorlanmaları önemi belirtildi. Deklarasyonda ayrıca terör örgütlere mali, askeri güvenlik yada herhangi bir destekte bulunacak devletlerin karşı koyulması ve cezalandırılması gereken devlet teröründe bulunduğu olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edildi.

İsrail Anlaşmazlık Cevheri Olarak Kalacaktır

İsrail ile anlaşmazlık cevherinin her daim olduğu gibi Filistin davası olarak kalması yönünde medya çabalarının birleştirilip koordine edilmesi gereğinin de belirtildiği Şam Deklarasyonunda; İsrail’in devlet terörünün en tehlikesini temsil ettiği ifade edildi.

Deklarasyonda direniş ekseninin bölge halklarının zulüm, saldırı, sömürü ve tekfirci terörden kurtulma ideallerinin umudunu teşkil ettiği kaydedildi.

Teröre Karşı Savaşan Hükümetler Desteklenecektir

Özellikle Suriye, Irak, Libya, Mısır, Yemen, Afganistan, Tunus, Cezayir ve daha başka devletlerde teröre karşı savaşan hükümetlerin desteklenmesi talep edilen deklarasyonda; Suriye, Irak ve Libya’da meşru hükümetlerle işbirliği ve koordinasyon aracılığı ile siyasi çözümlerin desteklenmesi de istendi.

Deklarasyonda terör örgütlerini desteklemesinin yanında bölge ve dünya devletlerine karşı provoke eden, mezhepsel boyular alan televizyon kanallarına ilaveten sosyal medya araçları dahil muhtelif tür medya araçlarının terörün bir parçası niteliğinde sayılıp bunlara karşı gerekli icraatların alınması talebi yapıldı.

Uluslar arası Hukuk Sistemi Hazırlanmalıdır

Deklarasyonda, şahıslar, kurumlar, hükümetler yada istihbarat örgütleri aracılığıyla yapılan finans eylemlerini takip etme sisteminin geliştirilmesi gerekliliğine vurgu yapılırken faillerin cezalandırılması, yürürlükteki ulusal ve uluslar arası kanunların tekfirci terörün kriminalize edilmesi, terör örgütleri, üyeleri ve destekçilerinin cezalandırılmasını sağlayacak uluslar arası bir hukuk sistemi hazırlama yoluyla geliştirilmesinin önemine değinildi.

Ortak Basın Eylem Planı Hazırlanmalıdır

Bununla birlikte basın kanununun basın kuruluşlarının terör örgütlerinin faaliyetlerini ele almalarını engelleyecek ve gelecek kuşaklara etkisini sınırlayacak şekilde yeniden gözden geçirilmesi gerekliliğine işaret eden deklarasyon tekfirci anlayışla mücadele etme, “İslamofobi”, radikal İslam ve tekfirci akımların ortaya attığı görüşleri çürütme yönünde kültür bilincini yaygınlaştırmak amacıyla ortak bir basın eylem planı hazırlama çağrısı yaptı.

Şam Deklarasyonu, terörle mücadele eden ülkelerin resmi ulusal medya kuruluşları ile özel medya kuruluşları arasında radikal İslamcı terör örgütlerini, onlara silah ve finans desteği sağlayanları açığa çıkaracak koordinasyonun sağlanması gerekliliğine dikkat çekerken Suriye’de yıllardır bu mücadeleyi veren resmi ve özel basın kuruluşlarını destekleme çağrısı yaptı.

Alınan Kararları İzleme Komitesi Oluşturulmalı

Diğer yandan konferans katılımcıları, konferansta alınan kararları izleme komitesi oluşturulduğunu ilan ederek her türlü teröre karşı Şam merkezli uluslararası medya platformu kurma hazırlığında olduklarını açıkladı.

Katılımcılar bölge ve dünya ülkeleri hükümetlerinin gerekçesi ne olursa olsun terör örgütleriyle mücadelede ayak sürümenin büyük bir tarihi hata olduğu gerçeğini idrak etmesi gerektiğini vurgulayarak dünyadaki hiçbir ülkenin terör tehlikesinden ve sonuçlarında uzak olmadığına dikkat çekti.

Açık ve Şeffaf Bir Çağrı Niteliğindedir

Katılımcılar, radikal İslamcı terör örgütlerinin konvansiyel olmayan silahlara, gelişmiş iletişim imkanlarının yanı sıra öngörülmeyen çok sayıda eğitilmiş silahlı unsurlara mali ve ekonomik imkanlara sahip olduğuna işaret etti.

Katılımcılar , deklarasyonun tüm bölge ülkeleri hükümetleri, halkları, siyasi güçlerinin temsilcilerinin yanı sıra diyaloga ve farklılıklara inanan insanlara, demokratik akımlara, tekfirci terörle mücadelenin uluslar arası ve bölgesel platforma taşınması amacıyla güçlerini birleştirmeleri ve örgütlemeleri yönünde açık ve şeffaf bir çağrı niteliğinde olduğunu belirtti.

Konferans Katılımcılardan Esad’a Mesaj

Konferans katılımcıları, çalışmalarını bitiminde Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad’a bir mesaj gönderdi.

Mesajda, Cumhurbaşkanı el-Esad’a saygı ve takdirlerini sunan katılımcılar Suriye devleti, direnişçi ordusu ve halkına sevgi ve bağlılıklarını ifade etti.

Katılımcılar mesajlarında, Suriye’nin bilinçli halkı , şeffaf ve açık önderliği, halk , ordu ve liderliğinin uyumlu ilişkisi sayesinde maruz kaldığı terör saldırısına karşı emsalsiz dirençli bir tutum sergilediğini ifade etti.

Katılımcılar mesajlarında, “teröre karşı mücadele veren, Nusra ve İŞİD benzeri vahşi terör örgütlerine karşı mücadele bayrağını yükselten Suriye’nin başkentinde ilk kez düzenlenen konferansımız tekfirci terörle mücadeleye ilişkin bir dizi sonuç ve tavsiyeler içeren Şam Deklarasyonun açıklanmasıyla sona erdi. Konferansta alınan kararları izleme, basın ve kültürel içeriklerini derinleştirme , terör, hedefleri, kökeni, araçları , tehlikeleri, vahşeti ve etkileri konusunda oluşan tabloyu ve basın söylemelerini düzeltme yününde çalışmalarımızı sürdürme kararlığındayız” dedi.
Mesaj’da Suriye’nin özgürlükçülerin limanı, özgürlüğün gerçek kalesi , Suriye halkının ulusal birliğin, kararlılık ve azmin,ordusunun ise vatanseverliğin ve Suriye insanının cesaret örneği olmaya devam edeceği vurgulandı.

A.A.

Check Also

Suriye: ABD’nin Düşmanca Yaklaşımı, Dünyayı, Bedelini Herkesin Ödeyeceği Bir Nükleer Savaş tehlikesiyle Karşı Karşıya Bırakacak

ŞAM (SANA) – Suriye, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ukrayna’ya uzun menzilli balistik füzeler sağlayarak Rusya Federasyonu’na …