Suriye’nin Filistin Halkını Terk Etmeyi Reddetmesinde Karşı Karşıya Olduğu Savaşların ve Kuşatmaların Ana Nedeni (VİDEO)

TAHRAN – Suriye’nin de katılımıyla İran İslami Danışma Meclisi’nin Filistin halkıyla destek ve dayanışma çerçevesinde “Kudüs bizi bir araya getiriyor… normalleşmeye karşı Siyonist oluşum” başlığı altında bugün başlayan Filistin’i savunan ülkelerin parlamentoları varsayımsal uluslararası konferansının çalışmaları bugün başladı.

Halk Meclisi Başkanı Hammuda Sabbağ Suriye adına yaptığı konuşmada, Filistinlilerle yerinden edilme, öldürme, taciz, açlık ve kuşatma konularında çalışan Filistin topraklarında kanserli Siyonist varlığın kurulduğunun duyurulması sonrasında Trump’ın Kudüs’ün bu gaspçı varlığın başkenti olduğuna dair yanlış beyanı olmak üzere devlet hükümetleri ve otoriter rejimlerin meş’um Belfor Deklarasyonu’ndan başlayarak on yıllar önce mücadele ettiği Filistin halkını desteklemek için konferansın önemini vurguladı.

Sabbağ, bugünkü konferansın “Filistin Filistinliler içindir, Kudüs ise içimizdedir, vicdanımızdadır, direnişin bir hak olduğunu, Kudüs’ün bu hakkın özü olduğunu ve hiçbir hakkın arkasında talep edeni varsa ölmeyeceğini” ifadesini doğrulamak için geldiğini söyledi.

Sabbağ, Suriye, İran, Direniş Ekseni ülkeleri ve aşağılanmayı ve onursuzluğu reddeden diğer halkların, bu sömürge güçlerinin gündemlerini ve onların Siyonist projelerini ve planlarını hayata geçirmek için kararlılıklarını ve ilkeli konumlarını zayıflatmaya çalışan küresel hegemonya ve küstahlık güçlerine teslim olmadıklarını, gün geçtikçe kanıtladıklarını ve onların Siyonist proje ve Suriye ve İran’a karşı agresif savaşlar tehdidi yoluyla militanlarla ve direniş savaşçılarıyla ilişkilerinde eşkıyaların deneyimlerinin yeniden üretilmesiyle çalıştığı ve üzerinde çalıştığı yüzyılın anlaşmasına “Orta Doğu Anlaşması” dediklerini “Amerika Birleşik Devletleri’nin” Siyonist varlığa sınırsız desteği ve suikastlar, fiziksel tasfiyeler, terör örgütlerine destek, her türlü adaletsiz kuşatma politikaları uygulaması, adaletsiz yaptırımlar uyguladı.

Sabbağ, Filistin sorununun Suriye’deki ilk ana mesele olduğunu, içinde uzlaşma olmadığını, buna müsamaha göstermediğini, insani, siyasal ve ahlaki bir mesele olduğunu ve adil bir şekilde çözülmesi gerektiğini vurgulayarak, dünyadaki özgürlük ve onu savunmak, yanında durmak ve desteklemek tüm dürüst insanların görevi tüm fraksiyonlarıyla birlikte direniş ekseni Filistin’in özgürleşmesine ve tüm işgal altındaki toprakların tüm bölgedeki bağımsızlığın ana faktörü kavramına inandığına inanıyor.

Sabbağ, Suriye’nin on yıldan beri maruz kaldığı yıkıcı, sistematik askeri, diplomatik, ekonomik, medya ve psikolojik savaşların ve çeşitli kuşatmaların arkasındaki ana nedenin, Suriye liderliğinin ve halkının önceliklerinin ve endişelerinin büyük bir bölümünü oluşturan Filistin halkını ve meşru davasını terk etmeyi reddetmesi olduğunu belirterek, “dayanışmamız Filistin halkı için bu ahlaki, insani ve yasal bir görevdir ve ondan bir iyilik ya da geri çekilmenin olmadığı bir konumdur çünkü düşman birdir, bizim halkımız birdir ve savaş birdir ve yüzleşmenin bir olması gerekir” dedi.

Sabbağ, kararlılık ve direniş Suriye’sinin tarih boyunca hala en güçlü, en acımasız, en acımasız ve terörist savaş türleriyle karşı karşıya olduğuna işaret ederek, toplantıya katılanlara dayanışma ve desteğin en samimi anlamlarıyla seslenerek, toplantıya katılan ülkelerin arzularını ve ortak isteklerini yansıtan, acı ve yaralara rağmen yapıcı kararlar ve yönlendirmelerle çıkmasını umduğunu ifade etti.

Sabbağ, liderliğiyle Suriye’nin sadık müttefikleri ve dostları ile direniş ekseninde işbirliği içinde kararlı bir zafer yolunda ilerlediğini belirterek, direnişin bedelinin, fedakarlığın bedeli ne olursa olsun, boyun eğme ve teslim olma bedelinden daha düşük olduğunu, daha anlamlı, daha gururlu, gururlu ve onurlu olduğunu vurguladı.

Sabbağ, İran’ın liderliğine, konseyine, hükümetine ve halkına, dünyadaki ortak düşmanla, insanlığın ve adaletin düşmanı ile amansız yüzleşmesinden ötürü en yüksek gurur ve takdir işaretlerini sunarak, düşman teröründe açıktı ve saldırganlığında, ABD’nin, müttefiklerinin ve takipçilerinin, en önde İran’ın en sevdiği Filistin’e el koyduğu İran’ın gasp ettiği Siyonist varlık olduğunu gösterdi. Uluslararası hukuku ve tüm insani değerleri ve normları çiğneyen haydut Amerikan yönetimi tarafından içişlerine yasadışı olarak müdahale etme ve adamlarına ve akademisyenlerine yönelik yaptırım, haksız kuşatma ve korkakça suikast politikasını uygulama girişimleri, Suriye’nin İran’ın ve onunla derin dayanışmasının yanında olduğunu vurgulayarak, herhangi bir istisna olmaksızın tüm meşru haklarını elde eden toplantıya katılan tüm katılımcıların çabalarının Filistin halkını güçlendireceğini umduğunu ifade etti.

S.Ş.

Check Also

Kremlin: Halep’te Yaşananlar Suriye’nin Egemenliğine Yönelik Bir İhlaldır

MOSKOVA (SANA) – Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Halep’te yaşananların Suriye’nin egemenliğine yönelik bir ihlal olduğunu …