NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Dr. Beşşar El Caferi, Suriye’nin işgal altındaki Arap topraklarına yönelik İsrail işgalini sona erdirmek için kararlarını uygulamaya koymak için BM’den acil tedbirler alma talebini yineledi ve Misak’ın güvence altına aldığı tüm imkanlarla, uluslararası hukuk ilkeleri ve Birleşmiş Milletler kararlarının Suriye’nin işgal edilen Golan üzerindeki egemenlik hakkının müzakereye veya tavizlere tabi olmadığını ve zamanaşımına uğramayacağını vurguladı.
Caferi, Ortadoğu’daki duruma ilişkin bugün Genel Kurul toplantısında, uluslararası meşruiyet ilkelerinden birinin, Genel Kurul’un her oturumda işgalci İsrail varlığından işgal altındaki Suriyeli Golan’ı işgalini sona erdirmesini talep etmesi olduğunu açıklayarak, Ve (İsrail) kendi yetki ve yönetimini işgal altındaki Suriye Golan’a empoze etmek için alınan önlemlerin yasadışı, geçersiz ve geçersiz olduğunu ve hiçbir etkisinin olmadığını vurguladı ve bu pozisyondaki Genel Kurul’un, Güvenlik Konseyi’nin oybirliğiyle ifade ettiği ve 1981 tarihli 497 sayılı Kararda yer alan tutumla tam uyum içinde olduğuna dikkat çekti.
Caferi, bugünkü toplantıya sunulan Genel Kurul karar taslağının dördüncü paragrafında “Genel Kurul, Suriyeli Golan’ın devam eden işgali ve fiili ilhakının bölgede adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın sağlanmasında tökezleyen bir engel oluşturduğuna bir kez daha karar verdiğini lakin uluslararası toplumun, İsrail işgalini sona erdirme kararlarını uygulamaktan bölgede barışı sağlamanın önündeki engelleri ikiye katladığını” belirterek, bu engeller arasında ABD yönetiminin işgal altındaki Suriyeli Golan hakkındaki açıklaması ve işgal altındaki Kudüs’ü İsrail işgal varlığının başkenti olarak görmesi, işgal altındaki Filistin toprakları için (Yüzyılın Suçu) örneğinde olduğu gibi İsrail işgalini genişletme ve fiili bir durum olarak kurma konusunda İsrail işgaline desteğini sürdürmesi olduğunu belirtti.
Caferi, Amerikan yönetiminin uluslararası hukukun, BM Misakı ve örgütün ilgili kararlarına yönelik açık bir ihlalini temsil eden kararlarını en güçlü şekilde yeniden kınadı ve bunları dünya halklarının kaderini belirleme veya topraklarını elden çıkarma konusunda siyasi, hukuki veya manevi kapasiteye sahip olmayan bir taraf tarafından verilen tek taraflı eylem olarak gördüğünü, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin ve işgal altındaki Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade ederek, ABD yönetiminin Ortadoğu’da adil ve kapsamlı bir barışı teşvik etmek yerine işgal edilen Golan ve işgal altındaki Kudüs ile ilgili başka bir suçla 1917’de yayınlanan sözde (Balfour Deklarasyonu) suçu taklit etmenin utanç verici olduğuna işaret etti.
Caferi, suçlarını uluslararası forumlarda ele almasının yanı sıra, Birleşmiş Milletler’in bazı nüfuzlu ülkelerinden, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nden siyasi, askeri, ekonomik ve mali destek almasaydı, İsrail işgalinin var olamayacağını, bölgeye ve uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehlikesini daha da kötüleştireceğini, bu ülkelerin, İsrail işgalinin ülkelerimize ve halklarımıza karşı işlediği suçların doğrudan ortağı olduğunu vurguladı.
Caferi, bazı ülkelerin İsrail işgaline verdiği büyük desteğin, kendisini uluslararası hukuku ve BM Misakı hükümlerini ihlal etmeye devam etmeye teşvik ettiğini, belki de bu desteğin son şeklinin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun geçen ayın on dokuzunda işgal edilen Suriyeli Golan’daki İsrail yerleşimlerine Trump yönetiminin görev süresinin bitiminden önce kışkırtıcı ziyareti olduğunu, başta yerleşim ve işgali kutsamaya çalıştığı ifadeleri olduğunu açıkladı.
Caferi, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve başkenti Kudüs olan bağımsız devletlerini kurma hakkını destekleyen Suriye’nin sağlam ve ilkeli konumunu belirtirken, 1948 tarihli 194 sayılı Karar uyarınca mültecilerin evlerine dönme hakkını güvence altına alarak, Suriye’ye Filistin’e Birleşmiş Milletler’e tam üyelik verilmesi çağrısında bulundu.
Caferi, tüm üye devletleri, uluslararası hukuka, özellikle de Milletler Cemiyeti’nin hatalarını tekrarlamaması için zorla toprak edinmeye izin verilmemesi temel ilkesine bağlılıklarını teyit eden (Suriyeli Golan) karar taslağı lehinde oy vermeye çağırdı.