Büyükelçi Ala: İnsan Hakları Konseyi, Tek Taraflı Zorlayıcı İcraatların Suriye Halkının Yaşadığı Zor Gerçekliğin Nedeni Olduğundan Görmezden Geldi

CENEVRE – Suriye halkına uygulanan tek taraflı zorlayıcı icraatlar ve ekonomik terörizm sonucunda uluslararası sessizliği bir kez daha kınayan Suriye, çifte standartları benimseyen ve uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler Antlaşması’nı Suriye’deki duruma yaklaşırken kasıtlı olarak görmezden gelen İnsan Hakları Konseyi raporunu reddettiğini teyit etti.

İnsan Hakları Konseyi’nin “Suriye Arap Cumhuriyeti’nde insan haklarının durumu” adlı 45. oturumunda  Birleşmiş Milletler ofisi ve Cenevre’deki diğer uluslararası kuruluşlarda Suriye’nin daimi temsilcisi Husamettin Ala yapıtığı kelimede; “bu maddenin tartışmalarına sponsorluk yapan ülkelerin açıklamalarında belirtilen insan hakları endişesi ve Suriyelilerin insani koşullarının iyileştirilmesine yönelik iddiaların aksine, 9 yıldır aynı ülkeler tarafından desteklenen terörizm tehdidi altındaki yaşam haklarının yanı sıra, kuşatmanın ve kendilerine uygulanan ekonomik terörizmin yükü altında yaşayan Suriyeliler, bu ülkelerin hangi insan haklarından bahsettiğini soruyor” dedi. Ala devam edip; “bu yılın başlangıcıdan beri bir milyon Suriyeliler, Haseke’ye su kaynakları kontrol eden Türk işgalinin ve pararlılarının içme suyu 23 defa kestiklerinden dolayı sudan mahrum oldu ve bu bağlamda Türk rejiminin ve paralılarının COVİD19 salgını varlığı durumunda insanlığa karşı suç ve savaş suçu sayılan işledikleri bu suç hakkında herhangi bir kınama duymadık” dedi.

Büyükelçi Ala’nın okuduğu beyanda; bu eğitim-öğretim yılının başlangıcıdan beri DSG bölücü milislerinin Suriye çocuklarına okullarına gitmeye izin vermeyip ülkenin kuzeydoğusunda 2000’den fazla okulu kapalı bıraktıklarını belirtilirken, çocuk haklarını ihlal teşkil eden bu suçlara da herhangi bir uluslararası kınama tepkisi verilmediğine işaret edildi.

Beyanda; Suriyelilerin, Suriye Arap Cumhuriyeti’nde insan haklarından endişelendiklerini iddia eden ülkelerin destekledikleri tekfiri terörizme ve bu ülkelerin yaptıkları askeri saldırılara yıllardır maruz kaldıklarına işaret edilirken, bu eylemlerin binlerce Suriyeliyi katlettiklerini ve diğer binlerceyi de tehcir ettiklerini ve onları mülteciler haline getirdiklerini belirtildi. Beyan; konseyin bağımsız komitesinin bu ülkelerin uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlallerinden sorumlu olup olmadığına dair kısır bir steril Bizans tartışmasıyla devam ettiğini ve sistematik bir siyasi dezenformasyon kampanyası bağlamında uydurma suçlamaları Suriye hükümetine yönlendirmekle tatmin olduğunu kaydetti.

Beyanda; Konseye sunulan raporda Suriye’deki yaşam koşulları ve ekonomik zorluklara birden fazla yerde atıfta bulunulduğunu, ancak Amerikan işgalinin Suriye halkını varlıklarından mahrum etmek için doğal ve ekonomik kaynakları yakıp yağmaladığına yapılan atıfları göz ardı ettiğini ekledi. Bu bağlamda devam eden beyan; raporun, yaşanan bu zor gerçekliğin temel sebebinin esas olarak Suriye ve halkı üzerindeki tek taraflı zorlayıcı icraatlar, ekonomik abluka ve en sonuncusu sözde Sezar Yasasının olduğunun görmezden gelindiğine işaret etti. Beyan; bu eylemlerin Suriye’deki hayati sektörler üzerindeki olumsuz etkileri göstermek ve insani istisnaların varlığına ilişkin Avrupalı ve Amerikan iddialarının bu eylemleri devam ettirmek için bahaneler dışında başka bir şey olmadıklarını keşfetmek için soruşturma komitelerinin bulunmasının gerekmediğini belirtti.

Son olarak beyan; ilgili devlete ayrılan sürenin, uydurma suçlamalara ve komisyon raporunun yasal manipülasyonuna yanıt vermesine izin vermediğini kaydederek, Suriye’nin çifte standart kullanan bu raporu kınadığını belirtti. Beyan; Suriye’deki duruma yaklaşımda kasıtlı olarak uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler Antlaşmasını göz ardı eden, Suriye devletine yönelik önyargılara dayanan, tarafsız bilgi kaynaklarına dayanmayan ve bu raporlardaki iddia ve suçlamalara verdiği yanıtları görmezden gelen bu raporun yazarlarının basmakalıp yaklaşımları konusundaki ısrarlarından Suriye’nin duyduğu üzüntüyü ifade etti.

Çeviri: P.M.

Check Also

Deyrezzor Aşiretleri: Suriye’nin Birlik Ve Egemenliğine Bağlı Kalarak Teröre Karşı Ordunun Yanında Yer Alıyoruz

DEYREZZOR (SANA) – Deyrezzor aşiretlerinin oğulları, şeyhleri ​​ve ileri gelenleri, Suriye topraklarının tamamı terör ve …