ŞAM – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı bugün BM genel sekreteri ve BMGK başkanına gönderdiği eş iki resmi mektubunda ABD komutasındaki uluslar arası koalisyon güçlerine tabi savaş uçaklarının Suriye’nin kuzeyi Halep kırsalının Gandura Köyünde sivilleri hedef alan ve IŞİD’in Buveyr Köyünde işlediği katliamlara ışık tuttu.
Koalisyon uçaklarının 19 Temmuz’da Halep kırsalının kuzeyi Tuhan Köyünde işledikleri katliamın son bilançosunun geneli kadın ve çocuk olmak üzere 300 şehit ve 100’ün üstünde yaralıya yükseldiğine dikkat çeken bakanlık; bu uçakların yine Menbic yakınları Gandura Köyünde yeni bir katliamda bulunduklarını belirtti. Bakanlık koalisyon uçaklarının Gandura Köyünü yoğun bombardımana tutmaları sonucunda aralarında 7 çocuğun bulunduğu 45 sivil vatandaşın şehit, geneli ağır olmak üzere 50 vatandaşın da yaralı düşmelerine yol açtıklarının altını çizdi.
Koalisyon uçaklarının sivilleri hedef alan bu katliamına eş zamanlı olarak IŞİD tekfircilerinin yine Menbic yakınlarına düşen Buveyr Köyünde 24 sivil vatandaşı infaz ettiğini belirtti.
Bakanlık BM ve BMGK arşivlerinde resmi belge olarak kullanılan mektubunda koalisyonda Fransız savaş uçakları ardından bugün Amerikan savaş uçaklarının işledikleri bu katliamların yanı sıra ekonomik ve hizmet altyapı ve kurumlarına yönelik sistematik bombardımanlarının, adlarında farklı özlerinde aynı olan terör örgütlerin işledikleri ve işlemekte oldukları vahşetlerden farklı olmadığının altını çizdi.
Bakanlık tüm koalisyon uçakları ve terör örgütlerin; Suriye ordusunun özellikle Halep’te sağladığı stratejik başarılardan sonra Suriye’nin genelinde durumları tırmandırma amaçlı olduğuna da dikkat çekti.
Bakanlık resmi mektubunda Suriye hükümetinin; gerek ABD komutasında teşkil edilen sözde ‘IŞİD’e karşı uluslararası koalisyon güçlerine’ tabi düşman uçakların, gerekse silahlı terör örgütleri tarafından savunmasız sivil insanların yanı sıra ekonomik ve hizmetsel altyapı ve kurumların hedef alınmasını keskin ifadelerle kınadığının altını çizdi.
Bakanlık Suriye hükümetinin aynı zamanda; Kaide Örgütünün Suriye kolu Nusra Cephesinin adını ‘Şam Fetih Hareketi’ olarak değiştirmekle tüm bu süre içinde Suriye ve halkına yönelik işlediği muhtelif tür vahşetleri örtbas etme amaçlı olduğuna inandığını vurguladı.
Teröre karşı mücadelenin etkin ve başarılı olması için Suriye hükümeti ile koordinasyon ve işbirliğinin önemine bir kez daha vurgu yapan bakanlık, bu yöndeki tüm çabaların devletlerin egemenliğine ve BM misakına saygı çerçevesinde olmasının mutlak zorunluluğuna ifade etti.
Bakanlık resmi mektubunda Fransa, ABD, İngiltere, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın Suriye’de ‘ılımlı muhalifler’ adını verdikleri terör örgütlere muhtelif tür desteklerini sürdürmeleriyle birlikte bu terör örgütlere koruma ve örtünün yanı sıra adlarını değiştirmelerinin Suriye ve tüm dünyada teröre aleni destek niteliğinde olduğunun altını çizdi.
Mektubunun sonunda bakanlık; koalisyon güçlerinin Suriye’de bulundukları gayrı meşru operasyonlara son vermelerine ek olarak muhtelif isimler altında terör örgütlere destek sağlayan devletlere karşı etkin ve caydırıcı icraatlar alınmasında BM ve BMGK’den üstlerine düşen görevi üstlenmelerini talep etti.