NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletlerdeki Daimi Temsilcisi Beşşar el Caferi; Rusya’nın durum ve olayları gerçekçi bir şekilde okuduğunu belirtti.
RT Kanalına açıklamalarında Caferi; Rusya Başkanı Vladimir Putin’in BM genel kurul çalışmalarında yaptığı konuşmada ‘Suriye ordusu ile koordinasyon olmadan terörle mücadeleyi düşünmenin mümkün olmadığını’ belirtmekle Moskova’nın gerçekçi bakış açısını bir kez daha ifade ettiğini söyledi.
Suriye ordusunun bölgenin tamamında meşru cumhurbaşkanı ve hükümet tarafından komuta edilip teröre karşı savaşan yegane ordu olduğuna vurgu yapan Caferi; bu ordu ile koordinasyon olmadan teröre karşı mücadelenin düşünülemez olduğunu ifade etti. Caferi Batılı kimi devletler, İsrail, bir kısım Arap devletleri ve Türkiye’deki rejimin bu orduyu 600’den fazla cephede meşgul ediyor olmasalardı IŞİD Örgütünü uluslar arası bir koalisyona ihtiyaç olmadan ABD başkanı Obama’nın söylediği gibi 30 yılda değil, 3 ay içinde yok etme gücüne sahip olduğunun altını çizdi.
Terörle mücadelenin sadece terörü kınamakla değil, destekleyicilerini de kınamakla olması gerektiğini söyleyen Caferi; maddi, askeri, diplomatik ve siyasi açıdan korunmasına ve desteklenmesine karşı ciddi bir tutumu gerektirdiğinin altını çizdi.
Belli başlı kimi Müslüman devletlerin herkesten daha çok terörle mücadele etmesi gerektiğine dikkat çeken Caferi; Güvenlik Konseyinin yedinci bent altında almış olduğu ve terörün askeri, siyasi ve para açısından desteğini yasaklayan bir dizi karara uyulması gereğine vurgu yaptı. Caferi fakat Güvenlik Konseyinin raporlarına ilaveten istihbarat ve medya raporlarında yurtdışından gelen teröristlerin genelinin bu ülkelerin sınırları üzerinden ve Irak’a girdiklerinin görüldüğüne işaret etti.
Suriye’de terörü destekleyen Türkiye ve daha başka devletlerin Başkan Putin’in çağırdığı uluslar arası koalisyona katılmalarına ilişkin Suriye’nin tutumu konusunda Caferi; ancak ve ancak bu koalisyonun hedef ve amaçlarına inanların katılabileceğini belirtti. Caferi terörü destekleyen birilerini koalisyona çağırmanın mantıksızlığına dikkat çekti.
Suriye ve Irak’a giren teröristlerin %95’inin Türkiye ve Ürdün üzerinden girdiklerini ifade eden Caferi; dolayısıyla bu devletlerin koalisyona girmelerinin önemli olduğunu, fakat daha da önemli olanın söz konusu bu devletlerin bu bağlamda gerçek ve dürüst bir iradelerinin olması olduğunun altını çizdi.
Suriye’ye düşman devletlerin Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad’ın görevinden çekilmesine ilişkin açıklamaları konusunda bir soruya cevabında Caferi; el Esad’ın halkı tarafından seçimle seçilen meşru bir cumhurbaşkanı olduğunun altını çizdi. Caferi dolayısıyla ne Obama ne de başka hiç kimsenin el Esad’ın meşruluğu hakkında konuşma hakkı yada yetkisine sahip olmadığını söyledi. BM misakının yanı sıra Güvenlik Konseyinin Suriye’ye ilişkin tüm kararlarında Suriye’nin toprak ve halk bütünlüğünü, siyasi egemenlik ve bağımsızlığını vurguladığını ifade eden Caferi; Suriye’nin içişlerline herhangi bir müdahaleyi de yasakladığına vurgu yaptı. Caferi Obama ve diğerlerinin gece gündüz propagandasını yaptıkları Cenevre I deklarasyonun da el Esad’tan söz etmeyip sadece ulusal hükümetin teşkilinden söz ettiğine dikkat çekerken, el Esad’ın görevinden çekilmesinden söz edenlerin kanun ve kararlara ilaveten Cenevre I deklarasyonunu da kendi çıkarları doğrultusunda okuduklarını ifade etti.
Suriye’nin BM daimi temsilcisi Caferi istisnasız herkesin; Suriye’de meşru ve sorumlu bir devlet bulunduğunu, terörle mücadelede bu devletle koordinasyonun zorunlu olduğunu idrak etmelerinin zamanı geldiğine dikkat çekti. Aynı zamanda istisnasız herkesin Suriye devletinin yönetimi yol kesiciler, çeteler, cihat serseriler ve kaosçulara teslim etmesinin mümkün olmadığını da net bir şekilde idrak etmeleri gerektiğinin altını çizdi.