Siyasi Hedefler İçin tek Yol Teröre Karşı Savaşta Birleşmek

ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad Suriye’nin geleceği konusunda toplu bir uzlaşmaya varmak için terörle mücadeleye eş zamanlı olarak siyasi çözüm yönünde diyalogun sürdürülmesi gereğini vurguladı.

El Esad Rus RT, Rossiyskaya Gazetesi, Channel 1, Russia 24, RIA Novosti ve NTV televizyonuna verdiği röportajda tüm güçleri teröre karşı savaşta birleşmeye çağırırken; Suriyeliler olarak istenilen siyasi hedeflere tek yolun bul olduğunu ifade etti.

Batılı kimi devletlerin bir yandan Suriyeli mülteciler için timsah gözyaşları döktüğü bir zamanda diğer yandan da krizin başından beri Suriye’deki teröristleri desteklemekle makineli silah namlularını Suriyelilere çevirdiğini belirtti.

Ancak ve Ancak Terörü Hezimete Uğratmakla Mümkün Olabilir

Röportajda gazetecilerin sorularını bir bir cevaplayan el Esad; Suriye’nin krizin başından beri diyaloga büyük önem verdiğine dikkat çekerek Cenevre ve Moskova’da yapılan görüşmelere dikkat çekti.

El Esad bu görüşmeler arasında en iyi sonucun Moskova II görüşmelerinde elde edildiğini söyledi. Bu görüşmelerin de tam olarak tamamlanmadığını belirten el Esad; bu şekilde büyük bir krizde bunun da gayet normal olduğunu ifade etti. Görüşmelerde bir kısım adımların kaydedildiğini ifade eden el Esad; tamamlanması için Moskova III toplantılarının düzenlenmesi beklendiğini açıkladı.

El Esad Suriye’deki kriz gibi büyük bir krize saatler yada günler içinde çözüm bulmanın mümkün olmadığını, fakat Suriye’nin geleceği için terörle mücadeleye eş zamanlı olarak Suriyeli siyasi varlıklar ya ada partiler arasında diyalogu sürdürmenin gerekli olduğunu vurguladı.

Teröre son vermeden hiçbir siyasi gelişme kaydetmenin mümkün olmadığını belirten el Esad; üstüne anlaşılacak siyasi meselelerin teröre son vermeden hayata geçirilmesinin mümkün olmadığına ifade etti. El Esad sadece IŞİD değil, Suriye’de tüm terörün hezimete uğratılması ve halkın güvenliğinin sağlanması ardından eğitim, sağlık, sosyal, ekonomik, politik ya da başka konularda gelişme sağlanabileceğinin altını çizdi.

Yönetimi Paylaşmak Tamamen Anayasa ve Parlamento Seçimlerine Bağlıdır

MPA_5779Yönetimin muhalefetle paylaşılması konusunda ise el Esad; bunun yıllar önce yapıldığını ve yönetime katılmayı kabul eden bir kısım muhalefetin hükümete katıldığına dikkat çekti.

Suriye’de yönetime katılma mevzusunun tamamen yürürlükteki anayasa ve parlamento seçimleri çerçevesinde belirlendiğini belirten el Esad; hangi gücün ne derecede halkı temsil ettiği ve ne büyüklükte halk tabanına sahip olduğuna bağlı olduğunu ifade etti.

El Esad buna rağmen ve kriz nedeniyle atılan adımların tehlikesine aldırılmadan olumlu bir adım atılması amacıyla bir kısım muhaliflerin hükümete katılmalarına izin verildiğini belirtti.

Bir Gözleriyle Ağlıyorlar, Diğer Gözleriyle de Nişan Alıyorlar

Özellikle son süreç içinde Suriyeli mülteciler için medyada ve siyasi açıklamalarında hırçın bir hamle başlatan Avrupalıların bir gözleriyle mülteciler için ağladıkları bir zamanda diğer gözleriyle de Suriyelilere namluları yönlendirip nişan aldıklarını belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad; Suriyeli mültecilerin kendilerinin dedikleri gibi rejimden yada hükümetten değil, destekledikleri terör örgütlerin eylemlerinden kaçtıklarını vurguladı. El Esad mültecilerin teröristlerin öldürme, kaçırma ve dehşet verici diğer eylemlerinden kaçmalarının yanı sıra bu terörün yol açtığı yıkımdan, altyapı ve hizmet şebekelerinin sabote edilmesinden kaçtıklarını ifade etti.

Her Zaman Muhtelif İddiaları Var

Batılı devletlerin teröre desteklerinde her zaman muhtelif iddiaları bulunduğuna dikkat çeken el Esad; ilk başta ‘barışçıl gösteriler’ terimini kullandıklarını, ardından da ‘ılımlı muhalifler’ adını verdiklerini belirtti. El Esad; Suriye’de tekfirci terör örgütlerin gün yüzü gibi ortaya çıkmalarıyla birlikte Güvenlik Konseyinin IŞİD ve Nusra Cephesini uluslar arası terör listesine alması ardından ise bu devletlerin terör örgütlerinin varlığını kabul etmekten başka çareleri kalmayınca tüm bu örgütlerin Suriye’deki yönetim ve başkanı nedeniyle var olduğunu öne sürdüklerini ifade etti.

Sözlerine devam eden el Esad; Batılı devletlerin gerçekle ilgisi olmayan iddialarına devam etmeleri ve gerçekleri idrak etmedikleri sürece mülteciler meselesine çözüm bulmaları ya da teröre karşı mücadele verdikleri iddialarının inandırıcı olmasının mümkün olmadığını vurguladı.

El Esad sonuç itibarıyla Avrupalıların gerçekten mülteciler ve terör meselesine çözüm bulmak istemeleri halinde teröre desteklerini kesmelerinin temel bir öncelik olduğunu ifade etti.

Halkın İstekleri Doğrultusunda Birleşmek Gerekiyor

Suriye’nin bu süreç içinde eşi benzeri görülmemiş evrensel bir teröre karşı savaş verdiğini belirten el Esad; savaşta ise tüm halkçı ve ulusalcı güçlerin düşmana karşı birleşmelerinin gerektiğini ifade etti.

Vatan ve halkı hedef alan düşmanın gerek yurtiçindeki terör gerekse dışarıdan olmasının dikkate alınmaksızın bu düşmana karşı birleşmenin önemini ifade eden el Esad; günümüzde istisnasız Suriyeli her vatandaşın temel öncelikli arzusunun güven olduğunun altını çizdi. El Esad bu halkın istekleri ve arzuları ışığında düşmana karşı birleşmenin halkın isteklerini ve ideallerini yerine getirme niteliğinde olduğunu belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad gerek hükümet, gerek siyasi güçler gerekse hükümete karşı savaşan silahlı gruplar dahil tüm herkesin teröre karşı savaşta saflarını birleştirmeleri gerektiğine dikkat çekerken, bunun bir kısım bölgelerde başarıyla gerçekleştirildiğini söyledi. El Esad bu bölgelerde daha önce hükümete karşı savaşan silahlı grupların orduyla birleşerek teröre karşı savaşmaya başladıklarını ifade etti.

Moskova III Başarılı Olmadan Cenevre III Başarılı Olamaz

Cenevre III’ün düzenlenmesi konusunda ise el Esad; Cenevre III görüşmelerinin başarılı olması için Moskova III görüşmelerinin yapılması ve başarılı olması gerektiğini belirtti.

El Esad Cenevre’de yapılan görüşmelere uluslar arası taraflarca dürüst olmayan müdahaleler yapıldığını ve muhalif şahsiyetlere kendi görüş ve planları çerçevesinde dayatmalar yapıldığını ifade etti. Moskova’da yapılan görüşmelerde ise Rusya’nın kimseye dayatmalarda bulunmadığını ifade eden el Esad; dolayısıyla Suriye’nin gerekli hazırlık ve ortamın yapılması ardından Moskova III görüşmelerinin yapılmasını onayladığını kaydetti.

İran’ın Düşünceleri Ulusal Egemenlik ve Halkın Kararına Dayanıyor

Esad 2İran’ın girişimi konusunda ise el Esad; İran’ın tam anlamıyla bir girişimde bulunmadığını, girişimden daha ziyade ilke ve öneriler takdim ettiğini söyledi. El Esad bu ilke ve önerilerin ise Suriye’nin ulusal egemenliği ve halkın kararına dayandığına dikkat çekti.

Sözlerine devam eden el Esad; İran’ın bu öneri ve ilkelerinde aynı zamanda terörle mücadeleye odaklandığına da dikkat çekti.

İran ve Suriye arasında on yıllara dayanan köklü ve sağlam ilişkiler bulunduğunu belirten el Esad; İran’ın Suriye devleti, halkı ve ordusunu desteklediğini söyledi. El Esad fakat İran’ın Suriye’ye askeri desteğinin, kimi tarafların iddia ettiği gibi güç gönderme niteliğinde olmadığının altını çizdi.

Mısır ile İlişkilerimiz Hiçbir Zaman Kesilmedi

Mısır ile ilişkilere ilişkin bir soruya cevabında ise el Esad; Suriye ile Mısır arasındaki ilişkilerin hiçbir zaman kesilmediğini belirtti.

El Esad; Müslüman Kardeşler Cemaatine tabi Muhammed Mursi zamanında bile Mısırlı bir kısım kurumların Suriye ile ilişkilerin devam etmesine ısrar ettiklerini ve bu ilişkilerin devam ettiğini söyledi.

Mısırlıların bir kısmının baştan beri Suriye’yi hedef alan planların gerçeğini idrak ettiklerini ve düşmanın bir olduğunu anladıklarını ifade eden el Esad; dolayısıyla iki ülke arasındaki güvelik ilişkilerinin devam ettiğini kaydetti. El Esad iki ülke arasında siyasi ilişkilerin ise bulunmadığını söylerken, iki ülke arasında güçlü ilişkilerin olmaması yönünde ciddi dayatma ve baskıların bulunduğuna işaret etti.

Türkiye’nin IŞİD ve Nusra Cephesine Desteği Herkes Tarafından Biliniyor

Türkiye sınırları üzerine IŞİD’in olmadığı bir bölgenin kurulması yönünde Suriye’nin tutumuna ilişkin bir soruya cevabında el Esad; Türkiye ile sınırların terörden arındırılmış olmasının güzel ve önemli bir durum olduğunu söyledi. Fakat bunun terörün Suriye’nin başka bölgelerinde olmasını kabul etme anlamına gelmemesi gerektiğini belirten el Esad; dolayısıyla bu sözlerin kesinlikle kabul edilemez olduğunu belirtti. El Esad terörün bulunduğu her yerde ve her noktada yok edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Suriye’nin 30 yıldan fazla bir süredir terörle etkin bir mücadele verecek uluslar arası bir koalisyon teşkiline çağrı yaptığını hatırlatan el Esad; Nusra ve IŞİD örgütüne kimin ve nasıl destek verdiğinin arttık her kes tarafından bilindiğine vurgu yaptı.

Esad 1Türkiye’deki rejimin Kaide Örgütünün Suriye kolu Nusra Cephesi ve IŞİD’e silah, para, barınak, güvenli geçit ve teröristlerle desteğinin herkes tarafından bilindiğini belirten el Esad; Türkiye’nin de Batıya yakınlığının da bilindiğini belirtti. El Esad Erdoğan ve Davutoğlu’nun ilk başta ABD ve Ardından Batılı devletlerle koordinasyonda bulunmanda bir adım bile atamayacaklarının malum olduğunu söyledi.

Batılı devletlerin her zaman tekfircileri ve terör örgütleri kendi planları ve kontrollerinde kullanabileceklerini düşündüklerine dikkat çeken el Esad; şimdi de kontrollerinden çıkan IŞİD’e karşı Nusra Cephesini kullanmaya çalıştıklarını söyledi.

El Esad her şeye rağmen ne Türkiye ne de Batılı devletlerin IŞİD’i yok etme isteğinde ya da çabasında olmadıklarını belirtti.

Suriye açısından ise el Esad; devlete ve vatandaşlara karşı silah taşıyan herkesin terörist olduğunu, adlarının IŞİD mi, Nusra Cephesi mi ya da başka ne olduğunun hiçbir önemi bulunmadığının altını çizdi.

Gerçek İradeye Sahip Herkesle Mümkündür

Suriye’nin terörle mücadelede işbirliği içinde olabileceği devletlerin kim olduğu yönündeki bir soruya cevabında el Esad; terörle mücadeleye ciddi bir iradeye sahip her ülke ile işbirliği olabileceğini belirtti.

Mevcut süreç içinde Rusya, İran ve Irak ile işbirliğinin olduğunu belirten el Esad; ciddi iradeye sahip hiçbir ülkeye karşı vetonun ulunmadığını ifade etti.

Türkiye, ABD, Katar, Suudi Arabistan, Fransa, İngiltere ve benzeri devletlerin teröre destek verdikleri bir zamanda terörle mücadele iddialarının kesinlikle inandırıcı olmadığını vurgulayan el Esad; her şeye rağmen bu devletlerin teröre karşı geçek ve dürüst bir iradeye sahip olmaları, teröre desteklerini kesmeleri halinde yine de işbirliği içinde olmamak için bir neden bulunmadığını vurguladı.

Suriye Ordusu Halkın Desteğiyle Güç Kazanıyor

Cumhurbaşkanı el Esad Suriye ordusunun son durumuna ilişkin soruya yanıtında, savaşın yıkıcı olduğunu ve ne kadar güçlü olursa olsunherhangi bir ülkenin ordusunu ya da toplumunu zayıflatmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

El Esad, ordunun zayıflaması ya da güçlenmesinden söz edilemeyeceğini, halkın orduya verdiği desteğin ve orduyu kucaklamasının ordu saflarına gönüllü katılımı arttırdığını ifade etti.

Ordunun yedek gücü bulunup bulunmadığı konusunda ise el Esad ordunun yedek gücü bulunduğunu, aksi halde 4 yıl boyunca direnemeyeceğini belirterek Suriye ordusuna karşı savaşan düşmanın sınırsız bir insan kaynağına sahip olduğunu ve ordunun 80 ya da 90 ülkeden akın eden teröristlere karşı savaştığını ekledi.

Suriye’nin yedek ordusunun öncelikli olarak Suriyelilerden oluştuğuna işaret eden Cumhurbaşkanı, bu yedek ordunun beşeri kadrolarla sınırlı olmadığını, buna savaşma ve vatanı teröristlere karşı savunma konusunda daha fazla irade ve azmin de eklendiğinin altını çizdi.

El Esad ; “bu durum başlangıçta devlete karşı savaşan bazı militanları farklı nedenlerden dolayı ve yanlış yolda olduklarını fark etmeleri ardından ordunun saflarına katılmaya yöneltti. Şu an Suriye Silahlı Kuvvetlerinin saflarında, farklı bölgelerde teröristlere karşı savaşıyorlar” dedi.

İŞİD Devlet Değil Batının Son Ürünüdür

Cumhurbaşkanı el Esad, İŞİD terör örgütünün saflarına geçmişin hayalleriyle yaşayan daha fazla gönüllününkatılımını sağlamakamacıyla İslam Devleti kurma çabasında olduğuna dikkat çekerek İŞİD’inoluşturmaya çalıştığı İslam devleti kurduğu yönündeki algının gerçek dışı ve aldatmacadan ibaret olduğunu ifade etti.

Hiçbir devletin ansızın ve yeni bir şekille topluma dayatılamayacağına, devletin toplumun ürünü olması gerektiğine dikkat çeken el Esad, İŞİD Devleti yada İŞİD topluluğu olarak adlandırılan oluşumun Suriye halkıyla alakası olmadığının ve ona hiçbir şekilde benzemediğinin altını çizdi.

Suriye’deki terör gruplarının Suriye toplumunu yansıtmadığına işaret eden el Esad, dolayısıyla yeni para ve pul basması ve pasaport üretmesinin devlet olarak varlık gösterdiklerine kanıt teşkil etmediğini söyledi.

El Esad; “çünkü onlar Suriye halkına benzemiyorlar. Bununla birlikte oradaki halk gerçek devlete, Suriye devletine göç etmekte ya da onlara karşı savaşmakta. Bu yalanlara inanların sayısı ise çok az. Dolayısıyla onlar devlet değil terör örgütüdür. Onlar batının ürettiği ve siyasi amaçları olan siyasi yada ideolojik zehrin üçüncü aşamasıdır ” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı ilk aşamada, geçen yüzyılın başlarında Müslüman kardeşlerin, ikinci aşamada ise Afganistan’da Sovyetler Birliğine karşı el Kaide örgütünün kullanıldığını belirterek üçüncü aşamada batının yarattığı aşırıcılığın ürünü olan İŞİD ve el Nusra Cephesinin harekete geçirildiğini kaydetti.

Suriye’nin Toprak ve Halk Birliği Kapsamında Olduğu Sürece Hiçbir Talebe Karşı Değiliz

EsadSuriye’de yaşayan kütler konusunda ise el Esad, devletin hiçbir zaman Kürtlere karşı ayırımcı bir politika izlemediğini ve onları tek vatanın evlatlarından ayrı tutmadığını belirterek bunun bölünmeye yol açacak bir unsur teşkil ettiğine dikkat çekti.

“Suriye devleti toplumun bileşenlerine karşı ayırımcı bir politika izleseydi eğer bu bileşenlerin büyük çoğunluğu şu an devletin safında yer almazdı” diye ekledi.

El Esad, Kürtlerin Suriye dokusunun bir parçası olduğunu, bu toprakların yabancısı değil, Araplar, Çerkezler, Ermeniler ve diğer mezhepler ve etnik gruplar gibi bu topraklarda asırlardır ayrımcılığa maruz kalmadan yaşadıklarını söyledi.

Bu gruplar olmasaydı Suriye’nin homojen bir yapıya sahip olamayacağına işaret eden el-Esad, Suriye’deki Kütlerin müttefik değil vatansever olduklarının altını çizdi.

El Esad, tüm Kürtlerin aynı potada değerlendirilemeyeceğini, Suriye’deki diğer bileşenler gibi farklı akımlara, sağ ve sol gibi siyasi partilere ve aşiretlere mensup olduklarını belirterek Kürtleri tek bir blok altında değerlendirmenin objektif bir yaklaşım olamayacağına dikkat çekti.

El Esad; bazı Kürt partilerinin bir takım talepleri olduğunu, bu taleplerin Kürtler için Kürtlerin talebi sayılmayacağını ifade ederek “bazı Kürtler topluma entegre olmuş şekilde yaşıyorlar. Bu aşamada bazılarının yansıtmaya çalıştığı gibi müttefik konumunda değiller. Ordu saflarında şehit düşen Kürt vatandaşlarımız var. Bu da toplumla bütünleştiklerinin kanıtıdır” diye konuştu.

Bazı Kürt partilerinin krizin başında bir takım taleplerde bulunduklarını, bir kısmının devlet tarafından karşılandığını söyleyen el Esad, fakat devletin karşılayamayacağı, devletle değil halkla ve anayasayla alakalı bir takım taleplerin de bulunduğunu, bu talepleri devlet karar almadan önce halkın da onaylaması gerektiğini ekledi.

Cumhurbaşkanı, şu an halkın bir bütün olarak İŞİD’e, el Nusra Cephesi ve tüm teröristlere karşı savaşmak için birleşmesi gerektiğine dikkat çekerek terör örgütlerine karşı zafer kazandıktan sonra Kürt partilerinin taleplerinin ulusal sahada tartışmaya açılabileceğini dile getirdi.

Suriye’nin, topraklarının ve halkının birliği ve bütünlüğü, terörle mücadele, toplumdaki etnik, ulusal, dini ve mezhepsel farklılıklar ve özgürlükleri kapsamında olduğu sürece bu taleplere karşı olmadıklarının altını çizdi.

Suriye’deki bazı Kürt güçlerinin ülkenin kuzeyinde özerk yönetim kurma ve anayasayı değiştirme taleplerinin bulunduğuna ve Kütlerin İŞİD’ e karşı başarıyla mücadele ettiklerine ilişkin soruya yanıtında el Esad, ülkemizi savunduğumuz zaman teşekkür beklemiyoruz çünkü bu doğal görevimizdir dedi.

El Esad; “teşekkürü hak ediyorlarsa ülkesini savunan her Suriye vatandaşı teşekkürü hak ediyor. Fakat bana göre vatanı savunmak vatani bir görevdir ve bu görevi yerine getirirken teşekküre ihtiyaç duymazsın” diye konuştu.

Özerk yönetim konusunun ise anayasaya bağlı olduğunu, dolayısıyla anayasayı değiştirmenin ulusal diyalogu gerektirdiğini vurgulayarak devletin Suriye’nin toprak ve halk birliğine ve özgürlüğüne zarar vermediği sürece hiçbir konuya itirazı olmadığını ifade etti.

Gündeme getirilen taleplerin ulusal kapsamda ve Suriye’deki güçlerle diyalog içinde olması gerektiğinin altını çizen el Esad, federal, özerk yada yerel yönetim veya siyasi rejimin değiştirilmesine ilişkin taleplerin halkın onayı olmadan yerine getirilemeyeceğine dikkat çekti.

El Esad; “dolayısıyla bu tür talepleri dillendiren gruplar devletle diyalog kurmak yerine halkı ikna etmeliler ve Suriye halkının alacağı her kararı onaylarız” diye belirtti.

Suriye’nin İŞİD’e Karşı Savaşan Tek Güç Olduğunu İtiraf Etmek İstemiyorlar

Cumhurbaşkanı el Esad, Suriye’nin Suriye topraklarında İŞİD’te karşı operasyonlar düzenleyen uluslararası koalisyonla koordine kurmadığını, Suriye hükümetiyle ABD hükümeti yada Suriye ordusuyla ABD ordusu arasında hiçbir temasın bulunmadığını söyledi.

Suriye ordusunun İŞİD’e karşı savaşan tek güç olduğu gerçeğini kabullenemediklerini ve itiraf edemediklerini belirten el Esad, Suriye Ordusuyla işbirliği yapar ve temas kurarlarsa eğer Suriye’nin İŞİD’e karşı savaş yürüttüğünü itiraf etmiş olacaklar diyen el Esad, bunu Amerikan yönetiminin körlüğü ve inadının bir parçası olarak değerlendirdi.

Terörle Ciddi Anlamda Mücadele Eden Herkesle İşbirliğine Hazırız

Krizin başından bu yana Suriye’deki yönetimi devirmek amacıyla silahlı terör gruplarına destek veren batılı ülkelerle yeniden ilişki kurup kurmayacağına ve onlara güvenip güvenmeyeceğine ilişkin soruya yanıt veren el Esad, bu tür ilişkilerin kişisel bağlamda değerlendirilemeyeceğini ifade etti.

Bu tür ilişkilerin devletlerarası ilişkiler olduğunu, dolayısıyla bu konuda güvenin değil mekanizmaların baz olarak alınması gerektiğini belirterek Suriye halkının çıkarına hizmet ettiği sürece hiçbir adımı atmakta tereddüt etmeyeceğini vurguladı.
Teröre karşı bölgesel ittifak ve işbirliği, Türkiye, Suudi Arabistan ve Ürdün gibi ülkelerle güvenlik alanında koordine kurma konusunda ise el Esad, bu tür ittifakın ve işbirliğinin terörle mücadeleye inanan ve teröre karşı ciddi anlamda karşı olan ülkelerle kurulabileceğine dikkat çekti.

Teröre destek verenlerin teröre karşı mücadele edemeyeceğine işaret eden el Esad, “Türkiye, Suudi Arabistan bunu yapmakta şu an. Suriye’nin kuzeyinde terör karşıtı koalisyonun bir parçası olduğunu iddia eden Ürdün ise Suriye’nin kuzeyinde ve güneyinde terörü desteklemektedir. Bu ülkelerin hatalarından dönmesi ve terörle ciddi şekilde mücadele etmeleri halinde Suriye halkının çıkarları doğrultusunda onlarla işbirliğine hazırız” diye konuştu.

Suriyeli mülteciler sorununa değinen el Esad, teröristler hariç Suriye’yi terk eden her vatandaşın vatanın bir kaybı olduğunu belirterek yaşanın göçü Suriye açısından bir kayıp olarak değerlendirdi.

Batı medyasının Suriyeli mültecilerin başkanın zulmünden ve katliamlarından kaçtığı propagandasına rağmen geçen yıl yapılan başkanlık seçimlerinde farklı ülkelerde ve özellikle Lübnan’da yaşayan mültecilerin başkanın lehine oy kullandığına işaret eden el Esad, bunun yapılan propagandaya indirilmiş büyük bir darbe olduğunu söyledi.

Batının çifte standartlı bir politika izlediğini ifade eden el Esad, “ölen her masum insan için acı duymaktayız. Fakat denizde boğularak ölen insan Suriye’de öldürülen insandan daha değerli olabilir mi? Teröristler tarafından kafası kesilerek öldürülen bir insandan daha mı değerlidir? Denizde boğularak ölen bir çocuk için acı duyanlar nasıl oluyor da Suriye’de teröristler tarafından öldürülen binlerce çocuk, genç, yaşlı ve kadın için acı duymuyorlar?” dedi.

Esad 2Cumhurbaşkanı, Suriye’de yaşananlardan ve mültecilerin durumundan teröre destek veren Avrupa ülkelerini sorumlu tutarak Avrupa’nın terörü ve ılımlı muhalif olarak adlandırdığı teröristleri desteklemeye devam ettiğine dikkat çekti.

Batı medyasının Suriye’deki sorunun tek bir şahıstan, ülkeyi yöneten şahıstan kaynaklandığı algısını yaratmaya çalıştığına işaret eden el Esad, “ sorun iddia ettikleri gibi bir tek şahıstan kaynaklanıyorsa eğer bu şahıs tüm vatandan daha önemli değildir. Dolayısıyla bu şahıs gider ve işler yoluna girer. Fakat bu yöntem batının kullandığı işleri basitleştirme yöntemidir. Anlamı ise bu şahıs yönetimde kaldığı müddetçe terörü desteklemeye devam edeceğiz demektir.”

Batının bağımsız ülkeleri kabullenemediğine ve onlarla işbirliği yapmak istemediğine değinen el Esad, devlet başkanın yönetimde kalmasına ya da gitmesine Amerika’nın, güvenlik konseyi ya da Cenevre konferansının değil hakkın karar vereceğini vurguladı.

Suriye’de yaşananların Amerika’nın Irak’ı işgaliyle başlayan süreçle doğrudan bağlantısı olduğuna değinen el Esad, Suriye’nin bir yandan mezhepsel temelde bölünmüş Irak diğer yandan Lübnan gibi mezhepsel açıdan bölünmüş Lübnan’ın ortasında kaldığını dolayısıyla Suriye’nin bundan etkilenmesi ve savaşın bir bölümünün Suriye’ye intikal etmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Esad sözlerine şöyle devam etti: “batının 80’li yıllarda Afganistan’da terörü resmi olarak özgürlük savaşçıları adı altında sahiplenmesi kırılma noktasıydı. Daha sonra 2006 yılında Amerika’nın denetimi altında Irak’ta İŞİD ortaya çıktı ve ona karşı savaşmadılar. Tüm bu gelişmeler birbiriyle bağlantılı olarak batının desteği, Katar ve Suudi Arabistan başta olmak üzere körfez ülkelerinin finansmanı ve Türkiye’nin lojistik desteğiyle bu tür huzursuzlukların koşullarını yarattı.”

Erdoğan’ın ideolojik olarak Müslüman Kardeşlere mensup olduğuna dikkat çeken el Esad, Suriye’de, Mısır’da ve Irak’ta durumların değişmesiyle Atlantik’ten Akdeniz’e uzanan ve kendisinin yöneteceği yeni bir saltanat fakat Osmanlı Saltanatı değil Müslüman Kardeşler Saltanatı kurabileceği kanısında olduğunu söyledi.

https://www.youtube.com/watch?v=Q0sjXVFchqU

S.K. – R.H. – M.M.

Check Also

Eski Eserler Ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Şam Ulusal Müzesi’nde “Çağlar Boyu Suriye Çömlekçiliği” Başlıklı Bir Sergi Düzenledi

ŞAM (SANA) – Suriye’nin 10 bin yıl önce ortaya çıkan çanak çömlek zenginliği, tarihi ve …