ŞAM – Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Valit el Muallim, Uluslararası Güvenlik Konseyinin yayınladığı karar kapsamında, BM Genel Sekreterinin Suriye Özel Temsilcisi Stefan De Mistura’nın krizin çözümüne ilişkin sunduğu projeyi onaylamasının, önümüzdeki Eylül ayına kadar geçecek zamanı değerlendirmeyi amaçladığını ifade etti.
Mısırlı el Ahbar Gazetesine dün bir röportaj veren Muallim; De Mistura’nın ABD yönetiminin, İran ile Nükleer Anlaşmasını Kongreste onaylayacağını hesap ederek anlaşmanın onaylanmasının İran’a bölgedeki krizlerin çözümü için güç vereceğini tahmin ettiğini aktardı.
De Mistura’nın tarafsız bir temsilciden çarpıtılmış bilgilere dayanan propaganda kaynağına dönüşmesini garipsediğini ifade eden Muallim; silahlı terör gruplarının Şam, Halep, Lazkiye ve Dera’da sivil halkı hedef aldıkları roket saldırıları ve teröristlerin içme suyunu kesmesinden sonra Halep’te yaşanan insanlık dramıyla ilgili De Mistura’nın herhangi bir açıklama yapmadığına dikkat çekti.
Şam ile Washington arasında gizli görüşmeler bulunduğuna yönelik iddialara cevaben, Washington ile herhangi bir görüşme bulunmadığının altını çizen Muallim; Suriye’nin masa altından çalışma yürütmediğini Suriye ile görüşmek isteyen ve cesaret sahibi tarafların aleni ve açık olmaları gerektiğini belirterek Suriye’nin korkacak ya da saklayacak bir şeyi olmadığını vurguladı.
Türkiye Rejimi Suiistimale Dayalı Ucuz Politikalar Peşinde
Suriye’nin kuzeyinde “Güvenli Bölge” kurulması öneri ve taleplerin, Suriye’nin ulusal egemenliğine bir saldırı teşkil ettiğine değinen Muallim, bu talebi dillendiren Türkiye rejiminin suiistimale dayalı ucuz politikalar peşinde olduğunu belirtti.
Türkiyeli bir generalin Şam’ı ziyaret ettiği yönündeki haberlerle ilgili bir soruya cevaben, Muallim; Türkiye’de seçimlerde barajı aşamayan bir muhalefet partisine bağlı eski bir generalin Şam’ı ziyaret ettiğini ve bundan öncesinde de Türkiyeli muhalefetten birçok ismin Şam’da ağırlandığını ibraz etti.
Türkiyeli eski generalin IŞİD terör örgütüne karşı savaşmak için Suriye ve Türkiye orduları arasında koordinasyon kurulması teklifinde bulunduğunu ifade eden Muallim; ancak Suriye’nin, Türkiye’de hakim partinin yani Adalet ve Kalkınma Partisinin, ideolojik sebeplerden dolayı IŞİD terör örgütüne karşı savaşmayacağından şüphe duymadığını belirtti.
Suriye’nin Tek Dayanağı Halkının ve Silahlı Kuvvetlerinin Direnişidir
Rusya ile ABD arasındaki yakınlaşma ile ilgili olarak, Suriye’nin kendi halkının ve silahlı kuvvetlerinin direnişine dayandığını ifade eden Muallim; Suriye’nin, Rusya ile ABD arasındaki yakınlaşmadan dolayı herhangi bir kaygı ya da korku duymadığını beyan etti.
Suriye’ye karşısındaki komplocuların kendi aralarında ciddi bir kriz içerisinde olduklarına işaret eden Muallim; ABD’nin bir yılı aşkın bir süre öncesinde IŞİD terör örgütüne karşı koalisyon kurduğunu ve IŞİD terör örgütüne ait mevzileri defalarca hedef almasına rağmen herhangi bir başarı sağlayamadığını hatırlattı.
Muallim; ABD’de IŞİD terör örgütüne karşı mücadelede Suriye Hükümeti ile koordinasyon oluşturulmasını talep eden seslerin yükselmeye başladığına dikkat çekti.
İran’ın Suriye’de yaşanmakta olan krizle ilgili henüz herhangi bir girişimi bulunmadığına değinen Muallim, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevat Zarif’in Şam’a düzenlediği ziyaret sırasında sunduğu kimi fikirler bulunduğunu ve bu fikirlerin netleşmesinden sonra İran’ın bu fikirleri ilan edeceğini belirtti.
Çözüm Sürecini Ulusal Egemenliğe Saygı Toprak ve Halk Bütünlüğü İlkeleri Belirleyecektir
Suriye’de yaşanmakta olan krizin çözümünün Suriye halkının iradesi, tercihleri ve kendi kaderini tayin etme hakkına sıygı ilkesi olarak isimlendirilebilecek altın bir kaideye dayalı olduğunu ifade eden Muallim; çözümün tek boyutlu olmayıp kendi içerisinde bütünlüklü bir süreç olduğunu ve bu süreci Suriye’nin ulusal egemenliği, toprak ve halk bütünlüğüne saygı gibi ilkelerin belirleyeceğini vurguladı.
Muallim; Suriye hükümeti ile herhangi bir koordinasyon ya da istişarede bulunmadan “Suriye Muhalefeti” adı altında bir grup oluşturması ve bu grubu Kahire’de ağırlaması nedeniyle Mısır Hükümetini kınadığını dile getirdi.
Mısır’dan yüksek düzeyde diplomatik bir temsilcinin Şam’ı ziyaret ettiğine ilişkin söylentilerle ilgili soruya cevaben böyle bir ziyarete ilişkin elinde herhangi bir bilgi bulunmadığını ifade eden Muallim; ancak bu durumun güvenlik alanında, iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmeye dönük, işbirliği bulunmadığı anlamına gelmediğinin altını çizdi.
Muallim: Krizin Çözüme Ulaşması İçin Teröre Desteğin Kesilmesi Gerekiyor
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Velit el Muallim; Suriye’de siyasi bir çözüme ulaşılması için, Uluslararası Güvenlik Konseyinin, terörle mücadele ve silahlı terör gruplarını destekleyen devletlere bu desteği kesmeleri için baskı yapılması ile ilgili kararlarının uygulanması çağrısında bulundu.
Dün, Mısırlı el Nahar Televizyonu Muhabiri Amro el Kahke’nin sorularını yanıtlayan Muallim; Suriye krizinin çözümünün çok büyük bir çaba gerektirdiğini ifade ederek İran’ın bu yöndeki çabalarının özellikle de bölgede büyük bir devlet olması sıfatı ve misyonuyla attığı adımların umut verici olduğunu belirtti.
Suriye’nin en büyük sorunun, topraklarında bulunan yabancı uyruklu silahlı teröristler olduğuna dikkat çeken Muallim; daha öncesinde silahlı teröristlere kucak açan kesimlerin büyük bir çoğunluğunun, bu teröristlerin kendilerini finanse eden devletlere hizmet ettiklerinin bilincine vardığını ve ülkenin birçok bölgesinde teröre karşı kitlesel gösteriler düzenlendiğini ibraz etti.
100’ü Aşkın Ülkeden Suriye’ye Terörist Gönderiliyor
Terörün, Suriye’ye 100’ü aşkın ülkeden gönderildiğini dile getiren Muallim; Suriye’de bulunan teröristlerin tümünün Türkiye ve Ürdün gibi ülkeye sınırı olan diğer ülkeler aracılığı ile Suriye’ye sızarak masum Suriye halkına karşı katliamlar düzenlediklerini beyan etti.
“İsrail Suriye’de dökülen her damla kan için alkış tutarken, Türkiye rejimi neden kendi toprakları aracılığı ile teröristlerin Suriye’ye sızmasına izin veriyor… ABD neden Türkiye topraklarında bu teröristler için askeri eğitim kampları kuruyor…” şeklinde sorgulayan Muallim; Suriye’nin, topraklarında bulunan terörü hezimete uğratmak için uygun olan bütün araçları kullanmasının son derece doğal olduğunu vurguladı.
Teröristlerin, ellerinde tuttukları masum sivil vatandaşları çatışmalarda canlı kalkan olarak kullandıklarına dikkat çeken Muallim; terörü destekleyen medya araçlarının silahlı terör grupları tarafından işlenen katliamları örtbas etmek için bu masum vatandaşların kanlar içindeki görüntülerini pazarladıklarını aktardı.
Suriye Halkının Kanının Dökülmesine Son Verilmesi Kapsamında Her Girişim Kıymetlidir
Suriye’nin, krizin çözümü ile ilgili her Arap girişimini memnuniyetle karşılayacağını ifade eden Muallim; Suriye halkının kanının dökülmesine son verilmesi kapsamında gelecek her girişimin kıymetli olduğunun altını çizdi.
Suriye’nin İran ve Lübnanlı Hizbullah Partisi ile ilişkileriyle ilgili soruları da cevaplayan Muallim; Suriye’nin İran ve Hizbullah Partisi ile ilişkilerin İsrail’e karşı ortak direniş paydasında buluştuğunu ifade ederek gerek İran gerekse Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti gibi bütün dost ülkelerle Suriye arasındaki ilişkilerin karşılıklı saygı temelinde geliştiğini beyan etti.
Suriye ile Mısır ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin bozulması ile ilgili sorulara cevaben bu soruların tarih boyunca Arap ülkelerin birliği ve bütünlüğü yönünde çaba harcayan Suriye’nin Dışişleri Bakanına değil Mısır ve Suudi Arabistan dışişleri bakanlarına yöneltilmesi gerektiğini dile getirdi.
Suriye ile Türkiye Arasındaki Anlaşmazlığın Asıl Sebebi Davutoğlu’nun Talebinin Reddedilmesidir
Arap devletlerin kendiliklerinden Suriye ile ilgili rollerini terk ederek ABD’den alınan talimatlar doğrultusunda, Suriye’nin arkadan bıçaklanmasını sessizce seyretmeye başladıklarını ifade eden Muallim; Suriye’nin Mısır’da Müslüman Kardeşler Örgütünün iktidardan düşmesiyle sonuçlanan devrimi kutladığını ve Yemen’in IŞİD terör örgütüne karşı direnişini sonuna kadar desteklediğini hatırlattı.
Suriye ile Türkiye arasındaki anlaşmazlığın asıl nedenlerine değinen Muallim; Suriye ile Türkiye arasındaki anlaşmazlığın, 2011 yılında dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Müslüman Kardeşler Örgütünün Suriye’de İktidara Ortak Edilmesi” talebinin, Suriye tarafından kati bir şekilde reddedilmesiyle ortaya çıktığını ibraz etti.
F.B. – M.M.