Türkiye Rejimi Terör Mağduru Değil, Terör Destekçisidir

ŞAM – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı teröristlere desteğinden dolayı Türkiye hükümetinin Suriye’de masum kanların akıtılması ve milyonlarca Suriyelinin yaşadığı acılardan direk sorumlu olduğunu belirtti.

Bakanlık bugün Birleşmiş Milletler genel sekreteri ve Güvenlik Konseyi başkanına gönderdiği eş iki mektupta; terörle mücadelede ilgili uluslar arası kararlar ve kanunların tarafsız ve ciddi bir şekilde hayata geçirilmeleri ve uymayan devletlerin uymaya zorlanmalarında BM ve Güvenlik Konseyini sorumluluklarını üstlenmelerine çağırdı. Terör örgütlerini destekleyen devletlere karşı caydırıcı icraatların alınmasını talep eden Bakanlık; terörle mücadelenin bölgesel ve evrensel düzeyde zorunlu toplu çabalar gerektirdiğine vurgu yaptı.

Suriye’deki krizin başından beri beş yıla yakın süredir Türkiye hükümetinin Suriye ve halkına yönelik düşmancı tutumları ve entrikalarına ara vermediğine dikkat çeken Bakanlık; tüm bu süre içinde dünyanın yüzden fazla devletinden gelip Türkiye toprakları üzerinden Suriye’ye girerek IŞİD, Nusra Cephesi, Ahrar el Şam ve Kaide Örgütüyle bağlantıları olan daha başka terör örgütlerin saflarına katılan teröristlere her türlü desteği temin ettiğine vurgu yaptı.

Bakanlık mektubunda Suriye hükümetinin, Türkiye hükümetinin tekfirci teröristlere desteği ve Suriye’ye yönelik komplolarını belgeleyen sayısız mektubu BM genel sekreteri ve Güvenlik Konseyi başkanına gönderdiğini hatırlattı.

Suriye’nin; Türkiye’deki rejimin kendini kurban olarak göstermesi ve nefsi müdafaa içinde olduğunu iddia etmesini kesinlikle reddettiğini ifade eden Bakanlık; tüm dünyanın söz konusu bu rejimin IŞİD, Nusra Cephesi ve daha başka terör örgütlere takdim ettiği desteğin nitelik ve niceliğini gayet iyi bildiğinin altını çizdi. Bakanlık Türkiye’deki rejimin özellikle 2014 yılı 2170 ve 2178 sayılı kararlara ilaveten 2015 yılı 2199 sayılı kararlar başta olmak üzere terörle mücadeleye ilişkin tüm karar ve kanunları ihlal ettiğini, bunun da yine tüm dünya tarafından bilindiğine dikkat çekti.

Dünya ve tüm halkları için en büyük tehlikeyi teşkil eden IŞİD terör örgütünün Suriye’den çaldığı petrol, doğalgaz, tahıl ve tarihi eserleri Türkiye’deki rejimin bilgisi ve sağladığı kolaylıklar gölgesinde Türkiye’de sattığına vurgu yapan Bakanlık; tekfirci örgütün bunun karşılığında sağladığı büyük finansa ilaveten silah ve cephane temine dikkat çekti.Bakanlık tekfirci teröristlerin Türkiye rejiminin desteği ile Türkiye’de elde ettikleri lojistik desteğe de dikkat çekerken, aynı zamanda Suriye’den söküp yağmalamaları ardından yine Türkiye’de sattıkları fabrika araçları ve iş makinelerine işaret etti.

Türkiye’nin tekfirci teröristlere bu tür desteği ile yetinmediğine de vurgu yapan Bakanlık; temel erkanını Kaide Örgütünün Suriye kolu olan Nusra Cephesinin oluşturduğu ‘Fetih Ordusu’nun İdlib’e saldırıları sırasında top ve füzelerle desteklediğinin de altını çizdi.

Bakanlık dolayısıyla Türkiye hükümetinin Suriye’de akıtılan masum kanların yanı sıra Suriye’de ve Suriye dışında milyonlarca Suriyelinin büyük acılarından direk sorumlu olduğuna vurgu yaptı.
Türkiye rejimi ve kimi komşu diğer devletlerin uluslar arası kararlar ve kanunlara bağlı kalmalarının terörle mücadele açısından önemine işaret eden Bakanlık; bu durumda Suriye’deki krizin çözümü önündeki engellerin %70 civarında kalkmış olacağını belirtti.

Bakanlık BM misakının 51. Maddesinin Suriye Arap Cumhuriyetine sınır ötesinden gelen ve Türkiye rejimine ilaveten daha başka devletler tarafından desteklenen teröre karşı meşru bir hak tanıdığının altını çizdi. Böylece Erdoğan rejiminin söz konusu maddeyi kullanma hakkının bulunmadığına dikkat çeken Bakanlık; çünkü Erdoğan’ın söz ettiği terörün bizzat kendisi tarafından desteklenip ihraç edildiğine vurgu yaptı.

Suriye ordusunun ülke toprakları üzerinde 70’ten fazla radikal terör örgütüyle mücadele ettiğini belirten Bakanlık; bu radikal örgütlerin Türkiye’nin başlarında yer aldığı bölgesel ve uluslar arası belli başlı çok sayıda devlet ve tarafça desteklendiklerine dikkat çekti.

Bakanlık mektubunda ayrıca ABD’li askeri yetkililerin yaptıkları açıklamaların; ‘ılımlı muhalifler’ adı altında kimi devletlerde teröristleri eğittikleri ve bu amaçla kamplar kurdukları gerçeğini değiştiremeyeceğini ifade etti.

Türkiye’deki rejimin mektubunda yer alan iddiaların gerçekle ilgisi olmadığının altını çizen Bakanlık; Suriye ordusunun vatan topraklarının her karış toprağında IŞİD ve Nusra Cephesine karşı üstün bir kahramanlık ve başarıyla savaş verdikleri bir zamanda birçok medya aracının Türk askerlerinin iki ülke sınırlarında IŞİD teröristleriyle selamlaşan görüntülerini paylaştıklarını belirtti.

Mektubunda Bakanlık Suriye’nin birçok kez terörün sınırı, dini yada vatanı olmadığına vurgu yaptığını, tüm bölge ve halklarını istisnasız bir şekilde tehdit ettiğine dikkat çektiğini hatırlattı. Tüm dünyanın tekfirci terörün tehlikesini idrak ettiğine de işaret eden Bakanlık; bu teröre karşı mücadelenin toplu ve koordinasyonlu olması gerektiğinin bir kez daha altını çizmek istediğini, terörle mücadeleye ilişkin karar ve kanunların ciddi ve tarafsız bir şekilde hayata geçirilmeleri önemini bir kez daha vurguladığını kaydetti.

Bakanlık mektubunun sonunda Suriye’nin teröre karşı mücadele, halkı ve topraklarını sahip olduğu tüm olanaklarla savunma azim ve kararlılığında olduğunun altını çizdi.

A.A.

Check Also

Suriye: ABD’nin Düşmanca Yaklaşımı, Dünyayı, Bedelini Herkesin Ödeyeceği Bir Nükleer Savaş tehlikesiyle Karşı Karşıya Bırakacak

ŞAM (SANA) – Suriye, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ukrayna’ya uzun menzilli balistik füzeler sağlayarak Rusya Federasyonu’na …