ŞAM – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı bugün; Türkiye’deki rejimin desteklediği tekfirci teröristlerin dün 15 Haziran 2015 tarihinde Halep Kentinin sivil yerleşim alanlarını füze ve roketlerle hedef almalarıyla işledikleri vahşi katliam konusunda Birleşmiş Milletler genel sekreteri ve Güvenlik Konseyi başkanına eş iki mektup gönderdi.
SANA’nın bir nüshasını aldığı mektubunda bakanlık; terör destekçileri tarafların ‘silahlı ılımlı muhalifler’ adını verdikleri terör örgütlerin Halep Kentinde güven için yaşayan masum sivil ahalinin bulundukları Süryan, Yeni Süryan, Izeyziye, Raşidin, Selahattin, İsmailiye, Nil Caddesi, Şeyhan Hastanesi civarı ve Sebil Konutları bölgelerini 100’den fazla füzeyle hedef aldıklarını belirtti. Bakanlık teröristlerin kör ve gaddar füzelerle mümkün olduğunca yüksek sayıda masum sivili katletmeye çalıştıklarına dikkat çekerken; bu insanlık dışı saldırırlarda aralarında 12 çocuğun bulunduğu 36 sivil vatandaşın şehit düştüklerini belirtti. Geneli yine çocuk ve kadınlardan ibaret 120 vatandaşın da yaralandığını ifade eden bakanlık, yaralıların bir kısmının ağır olduğunu, dolayısıyla şehit sayısının artma ihtimali olduğunu belirtti. Bakanlık saldırılarda ayrıca özel ve kamu mülklerde büyük maddi hasar oluştuğunu, sivillere ait bir kısım yerleşim binalarının büyük bir kısmının yıkıldığına dikkat çekti.
Terör örgütleri ve destekçilerinin bu katliamlarının dört yıldan fazla bir süredir Suriye ve halkını hedef alan vahşetlerinin bir halkası olduğuna işaret eden bakanlık; terör örgütleri ve destekçilerinin sivil bölgelerde karanlık ve tekfirci ideolojiye ilaveten terör şiddetine karşı mücadele veren yurtsever Suriyelilere kin ve nefret kustuklarını, teröre karşı mücadele eden halktan öç almaya çalıştıklarını belirtti.
Bakanlık bu vahşetin sorumluluğunun sadece ‘ılımlı silahlı muhalifler’ olarak adlandırılan terör örgütlerine düşmediğine dikkat çekti. Bu vahşetin sorumluluğunun aynı zamanda Suudi Arabistan, Katar, Ürdün, İsrail ve Türkiye’deki rejimlere de düştüğünün altını çizen bakanlık; bu rejimlerin muhtelif adlandırmalar altında terör örgütlere her türlü sınırsız desteklerini her şeye rağmen sürdürdüklerinin altını çizdi. Bakanlık söz konusu bu rejimlerin Suriye’de terör örgütlere desteklerini sürdürmede kasıtlı olarak uluslar arası terörle mücadele kanunları ve kararlarını görmezden geldiklerine dikkat çeken bakanlık; Güvenlik Konseyinde üye kimi ülkeler başta olmak üzere uluslar arası toplumun neredeyse işbirliği düzeyinde sessiz kaldığının altını çizdi.
Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı mektubunda Suriye’de vahşet ve insanlık dışı eylemleriyle tamamen izole edilen terör örgütlere desteğin sürdürülmesi ve uluslar arası toplumun bu destek karşısında takındığı sessiz tutumun artık kabul edilemez bir duruma geldiğinin altını çizdi.
Tüm bunların ışığında uluslar arası toplumu üstüne düşen sorumluluğu üstlenme ve teröre karşı mücadelede etkin icraatlar almada göreve çağıran bakanlık; Suriye’nin yıllardır bölge halkları adına terörle mücadele ettiğini, terörle mücadelede Suriye ile koordinasyon ve işbirliğinin olması gerektiğini vurguladı.
Mektubunun sonunda Suriye hükümetinin anayasal sorumluluğu kapsamında vatan ve halkının güvenliğini savunmakla birlikte terörle mücadelesini sürdürme azim ve kararlılığında olduğunun altını çizen bakanlık; BM genel sekreteri ve Güvenlik Konseyi başkanını katliamı kınamaya çağırdı. Bakanlık aynı zamanda çifte standartlı tutumlardan ve durumları politikleştirmeden uzak durulma, terör örgütlerine sınır koyulması ve desteğin kesilmesini sağlayacak katı icraatlar alınması önemine vurgu yaptı.
A.A. – M.M.