NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletler daimi temsilcisi Beşşar Caferi, Suriye’nin Ortadoğu bölgesinde yayılımı önleme sözleşmesini imzalayan ilk ülkeler arasında olduğunu belirtti.
New York Birleşmiş Milletler merkezinde 2015 yılının yayılımı önleme sözleşmesinin gözden geçirilmesi konferansında genel konuşma oturumunda yayınladığı beyanda Caferi, Suriye’nin Ortadoğu bölgesinin nükleer ve kitle imha silahlarından arındırılmasına davet eden ilk ülkeler arasında olduğunu söyledi.
Caferi, Suriye’nin güvenlik konseyi üyeliği zamanında 29 Aralık 2013 tarihinde, bölgenin söz konusu yıkıcı silahlardan arındırılması yönünde bir karar tasarısı sunduğunu lakin inisiyatifin İsrail’i korumak amacıyla büyük devletler tarafından kabul görmediğine dikkat çekti.
Caferi, Suriye’nin 2013 yılında kimyasal silahların yasaklanması sözleşmesine katılmasının orta doğuda bu bölgeyi kurmak için temel adım olarak alınması gereğini açıkladı.
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Caferi, 2010 muahedesini gözden geçirme konferansında orta doğunun nükleer silahlardan arındırılması yolunda çıkan kararların İsrail’in bu sözleşmeye katılmasını ilzam ettiğini vurguladı.
Caferi, işin ilginç ve garip yanının İsrail’in, nükleer silaha sahip bazı ülkelerin desteği ile nükleer tersanesini geliştirmeye devam etmesiyle bütün uluslararası meşruiyet kararlarına meydan okuması olduğunu söyledi.
Caferi, bazı nüfuzlu ülkelerin İsrail’e onlarca yıldan beri gelişmiş nükleer teknoloji vermelerinin, söz konusu ülkelerin bu muahedenin birinci maddesine yönelik açık ihlal teşkil etiğini ifade etti.
Nükleer silahların yayılımını önleme sözleşmesine İsrail’in taraf olmadığını herkesin bildiğini ekleyen Caferi, nükleer programının 1950’lerin başlarında başladığını, 1960’ların başlarında Uranyum’u üretmesi için reaktörü Fransa’nın verdiğini ayrıca, başına nükleer başlık koyması içi orta menzilli füzeler de verdiğini, İsrail’in o zamandan bu yana “nükleer gizlilik” politikası izlediğini ifade etti.
Caferi, Dimona Nükleer Reaktöründe Uranyum üretim gücüne işaret ederek İsrail’in askeri amaçlar için kullanılan Uranyum’dan 840 kg’dan fazla üretim yaptığını bunun da 200’den fazla nükleer başlık üretmeye kafi geleceğini açığa çıkardı.
Caferi, bütün bu veriler ışığında yayılımı önleme sözleşmesinin küresel olduğuna özen gösteren ülkelerin İsrail’den bu programdan vazgeçmesi için talepte bulunamadıklarına işaret etti.
Dünya ülkelerinin çoğunun, nükleer silah ve bütün kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge inşa etmek için özel konferansın düzenlenmesini öngören 2010 yılı gözden geçirme konferans kararlarının uygulanmasına sabırsızlıkla beklediklerine dikkat çeken Caferi, bu konferansın eğer bir güvenirliliği kaldıysa orta doğu ile ilgili konferansın 2015 yılı sularında düzenlenmesi için bir tarih belirlenmesine ulaşılması zorunluluğunu vurguladı.
S.Ş