KUVEYT (SANA) – Suriye, Kuveyt’te iki gün boyunca düzenlenen “Terörizmle mücadelede uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi ve sınır güvenliği için esnek mekanizmalar oluşturulması – Duşanbe operasyonunun Kuveyt aşaması” konulu üst düzey konferansa katıldı.
Konferansta konuşan Suriye heyeti başkanı ve Dışişleri ve Gurbetçiler Bakan Yardımcısı Büyükelçi Habib Abbas, bugün dünyamızın karşı karşıya olduğu terör ve suç faaliyetlerindeki artışın, tüm ülkeler için ortak bir tehdit oluşturduğunu, bunun da sınır ötesi terörizm ve organize suçlarla mücadelede ortak bir yaklaşımın oluşturulmasını gerektirdiğini vurgularken, ”Bu, herhangi bir ayrımcılık veya seçicilik olmaksızın, ilgili ulusal, bölgesel ve uluslararası çabaların ve bu alandaki işbirliğinin güçlendirilmesini içermektedir” dedi.
Dışişleri ve Gurbetçiler Bakan Yardımcısı, Suriye’nin 2011 yılından bu yana dünyanın dört bir yanından gelen terörle mücadele ettiğini ve dost ülkelerle işbirliği içinde terörün çoğunu bertaraf etmeyi başardığını, hala topraklarında kalan terör unsurlarını takip etmeye devam ettiğini kaydetti.
Abbas ayrıca, Amerikan ve Türk kuvvetlerinin terörle mücadele bahanesiyle kuzey ve doğu Suriye’de devam eden yasadışı ve tamamen gerekçesiz varlığının, terörizme yatırım yapma ve terörist faaliyetlerin devamına kılıf sağlama kapsamına girdiğini değerlendirdi.
Bu bağlamda Abbas, terörle mücadele çabalarının ulusal düzeyde sahiplenilmesinin önceliğini vurguladı ve herhangi bir ülkenin topraklarında terörle mücadelede öncelikli sorumluluğun öncelikle o ülkeye ve resmi makamlarına ait olduğunun altını çizdi.
Bazı ülkelerin diğer ülkelere uyguladığı tek taraflı zorlayıcı yaptırımların bir tür ekonomik terörizm ve halklara yönelik toplu cezalandırma aracı olduğuna dikkat çeken Büyükelçi Abbas, Suriye’nin terörle mücadele alanında uluslararası işbirliğine tam bağlılığını ve Birleşmiş Milletler Şartı ilkelerine ve kararlarına saygı temelinde bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarın sağlanması için tüm uluslararası taraflarla işbirliği yapmaya hazır olduğunu yineledi.