ŞAM (SANA) – Dışişleri ve Gurbeçiler Bakanı Faysal Mikdad, bugün dünyanın, İsrail işgal varlığının Amerikan ve Batı desteğiyle savunmasız Filistin halkına karşı işlediği soykırım suçlarına ilişkin benzeri görülmemiş uluslararası sessizlik nedeniyle insani değerlerde yankılanan bir düşüşe tanık olduğunu vurguladı.
Mikdad, Hindistan’ın ev sahipliğinde, dünyanın çeşitli ülkelerinden dışişleri bakanları ve üst düzey yetkililerin katılımıyla düzenlenen Küresel Güney’in Sesi’nin üçüncü zirvesi önünde bugün video aracılığıyla yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sahte demokrasilerine sahte bağlılık gösteren ve insan haklarına saygı gösterme konusunda sahte iddialarda bulunan Batılı ülkeler, bu suç örgütünü desteklemek için filolarını ve ordularını seferber ediyor. Bunun aamacı, işgal altındaki Suriye Golan’ında ve işgal altındaki Filistin’de suçlarını yoğunlaştırıp daha fazla katliam yapmaktır.’’
Bakan Mikdad, Suriye’nin Güney ülkelerinin kendi sözlerini birleştirebilecekleri, karşılaştıkları zorluklarla yüzleşebilecekleri, küresel yönetişimde hayati rollerini oynayabilecekleri ve uluslararası siyasi, ekonomik ve finansal kurumlar üzerindeki Batı hegemonyasına son verebilecekleri yönündeki umudunu dile getirdi.
Mikdad ayrıca, ‘’Bu ülkeleri, ülkelerimizin ekonomilerini yok eden ve ulusal kurumlarımızın insani ve sosyal hizmetler sağlama kabiliyetini yok eden insanlık dışı, tek taraflı zorlayıcı önlemler uygulamayı durdurmaya zorlamak için birlikte çalışmalıyız’’ ifadelerini kullandı.
Bakan Mikdad yaptığı konuşmada da, Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin Suriye’ye karşı yürüttüğü düşmanca uygulamalar ve bununla bağlantılı saldırı eylemleri ve iç kaynakların yağmalanması ışığında, tek taraflı zorlayıcı önlemlerin etkilerinin katlanarak arttığını kaydetti.
Dışişleri Bakanı ve Gurbetçiler Bakanı, dünyanın dört bir yanından gelen terörle mücadelede ve topraklarındaki yasa dışı yabancı askeri varlıkla mücadelede Suriye’nin yanında yer alan Hindistan’a ve grup ülkelerine teşekkürlerini de iletti.
Mikdad konuşmasını, bugün dünyanın Batılı ülkelerin kontrolündeki bir tiyatro salonuna dönüşmesinden, seri katile kurban rolü verilmesinden, anlaşmaların göz ardı edilerek seri katile kendi zevk ve çıkarlarına göre kanunlar yapılmasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, tamamladı.