NEW YORK 30 KASIM (KASIM) – Suriye’nin Lahey’deki Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ndeki daimi temsilcisi Büyükelçi Milad Attiya, Siyonist varlığın Gazze’de işlediği savaş suçları ve soykırım suçlarının Amerika Birleşik Devletleri’nin sömürge politikalarının bariz bir örneği olduğunu doğrulayarak, aynı ülkelerin bu örgütü Suriye ve Rusya’ya karşı sahte suçlamalar yönlendirerek kurulduğu hedeflerden yönlendirdiğini belirtti.
Attiya, bugün Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ni imzalayan Taraf Devletler Konferansı’nın yirmi sekizinci oturumu öncesinde yaptığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Batılı ülkelerin Gazze Şeridi’ne yönelik barbar, kanlı İsrail saldırısının önemli bir ortağı olduğunu açıkladı.
Attiya konuşmasında, Suriye’nin, Filistin’in örgütten, İsrail işgalinin Gazze Şeridi’ne yönelik saldırısı sırasında kimyasal silahlar gibi zehirli maddeler de dahil olmak üzere uluslararası alanda yasaklanmış silahları kullanmasının araştırılması yönündeki talebini desteklediğine dikkat çekerken, her türlü kitle imha silahına sahip olan ve BM’nin nükleer silahların yayılmasının önlenmesine ilişkin kararlarını uygulamayı reddeden İsrail yapısının, suçlarını örtbas etmek için her zamanki gibi hile ve kandırmaca uyguladığını belirtti.
İsrail’in sözleşmeye ve kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine ilişkin diğer uluslararası anlaşmalara katılma zorunluluğu getirilmeden, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin evrenselliğine ulaşmanın mümkün olamayacağına dikkat çeken Atiyya İsrail işgal hükümetinin bakanlarından birinin Gazze’ye nükleer silahla saldırma olasılığına ilişkin açıklamasının, İsrail’in bu silaha uluslararası kontrol sistemleri dışında sahip olduğu konusunda her zaman gizlediği gerçeğini doğruladığına işaret etti.
Atiyya ayrıca, ”Suriye, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ni, kitle imha silahlarının tüm kategorisini ortadan kaldırmayı amaçlayan ilk çok taraflı anlaşma olarak görüyor; ancak Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Batılı ülkeler, bu teknik organizasyonun jeopolitik ve güvenlik konularına dahil edilmesi için çalıştı. Bu da yaratıldığı hedeflerden saptırılmasına, jeopolitik amaç ve gündemlerine hizmet edecek bir araca dönüştürülmesine yol açtı. Bunun en güzel kanıtı, kimyasal silah kullandığı ya da kullanmaya hazırlandığı yönünde asılsız ve asılsız suçlamalarla Suriye’yi ve Rusya Federasyonu’nu hedef almaya kalkışılmasıdır” dedi.
Bazı Batılı ülkelerin Suriye’deki terör gruplarına her türlü kolaylığı, desteği ve korumayı sağladığını ve bu durumun Güvenlik Konseyi’nin terörle mücadeleye ilişkin tüm kararlarını ve 2118 sayılı Güvenlik Konseyi Kararını açıkça ihlal ettiğini belirten Atiyya \ Uluslararası terörün Suriye topraklarında kalan kalelerinin, Suriye’nin kuzeydoğu, kuzeybatı ve güneydoğu bölgelerinde Amerikan ve Türk işgalinin kontrolü altındaki bölgelere yayıldığını belirtti.
Büyükelçimiz konuşmasında da, Batılı ülkelerin bu yanlış ve tehlikeli yaklaşımı sürdürmesinin, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün çalışmalarını baltalayacağını ve örgüt içinde eşi benzeri görülmemiş bölünmelere, özellikle de Batılı ülkelerin kararları teşvik etme veya karar dayatmaya başvurmalarına katkıda bulunduğunu vurguladı.
Büyükelçi Attiya, bu tek taraflı zorlayıcı tedbirlerin öncelikli olarak Suriye halkına yönelik siyasi şantaj ve baskıyı amaçladığını ve iç işlerine açık bir müdahale olduğunu da vurguladı.
Telegram Kanalımız ||X Platformumuz ||Facebook Sayfamız