TAHRAN 31 Temmuz (SANA) – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Faysal Mikdad, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin son Suriye ziyareti sırasında varılan anlaşmaların uygulanması için pratik adımların atılmaya başladığını vurguladı.
Bakan Mikdad bugün İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Tahran’da düzenlediği basın toplantısında, ‘’Ülkeleri arasındaki etkili diplomasi halkları için iyiye işaret olduğundan, bölgedeki gelişmelerden memnunuz. Bu çabaları engellemek isteyen herkes, Arap halkının, Arap topraklarının Siyonist işgalini sürdürmeye çalışan otoriter Amerikan uygulamalarından bıktığını bilmeli’’ dedi.
Mikdad, Suriye’nin Filistin halkına desteğini ve İsrail işgalinin onlara karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçları kınadığını yineledi.
Mikdad ayrıca, “Amerikan işgalinin Suriye’deki suçları devam edemez ve Suriye halkı buna süresiz olarak müsamaha göstermeyecektir ve Amerikan işgal ordusu işgal ettiği topraklardan çekilmelidir ” ifadelerini kullandı.
‘’İsrail işgalinin canice uygulamaları sadece Filistin halkıyla sınırlı değil, işgal altındaki Suriye Golan’daki milli mücadelesi ve Suriye Arap kimliğine bağlılığı nedeniyle genci yaşlıyı selamladığımız halkımızı da etkiliyor’’ diyen Bakan Mikdad, ABD’nin işgal ettiği Tanf bölgesinin kendisini şu ya da bu yere gönderen terör örgütleri için bir merkez olmasını istediğine dikkat çekti.
Mikdat ayrıca, Suriyeli sığınmacıların geri dönüşü için her türlü girişimin yanındayız ama Batılı ülkeler şartların elverişsiz olduğu bahanesiyle bu dönüşü engellediğini kaydederken, ABD’nin petrol yağmalamaya ve Suriye halkını servetinden mahrum etmeye devam ettiğine, ayrılıkçı milislerinin ve Türkiye’nin Haseke halkını sudan mahrum ettiğine işaret etti.
Mikdad, SANA muhabirinin bir sorusuna yanıt olarak, ‘’Suriye’nin Cidde Zirvesi’nde Arap çabalarına katılmasının ardından ABD histerik hale geldi ve Arap ülkelerini sanki Birliğin üyeleriymiş gibi kararlarından dolayı kınamaya başladı. Çarkı döndürmek istiyor ama Arap kardeşlerimiz Batı’nın şantajlarına boyun eğmeyecek’’ ifadelerini kullandı.
Abdullahiyan ayrıca, “Bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldık ve bölgede istikrar ve güvenliğin dış müdahalelerden uzak sağlanmasının önemini vurguladık’’ diyerek , ‘’Siyonist oluşumun Suriye’ye yönelik tekrarlanan saldırılarını kınıyoruz ve bu oluşum, bölgede istikrarsızlığın ve istikrarın ana kaynağıdır’’ açıklamada bulundu.
Abdullahiyan ayrıca, ‘’Amerikan işgal güçleri Suriye’deki teröristleri destekliyor ve onların Suriye topraklarından bir an önce çıkmalarını talep ediyoruz çünkü bu, bölgede güvenlik ve barışın sağlanmasına yardımcı olacaktır’’ dedi.
Bakan Abdulahiyan, ‘’Cumhurbaşkanı Reisi’nin Şam ziyareti sırasında varılan mutabakatların takibini yapmak ortak önceliğimizdir. Ekonomik, ticari ve teknolojik anlaşmaların uygulanmasında ilerlemeye tanık olduk. İki ülkenin çıkarları doğrultusunda gözden geçirildi. İki ülkenin ulusal para birimi cinsinden ticari işlemlere ilişkin anlaşmanın hayata geçirilmesi, özel sektör ve işadamları arasındaki işbirliğinin artırılması ve uçuşların artırılmasına yönelik çalışmalar da devam ediyor’’ dedi.
‘’Limanlar ve haberleşme ile ilgili birçok proje ve anlaşma ile iki ülkenin ortak gündemindeki diğer konularda mutabık kaldık’’ diyen Abdulahiyan, Abdullahian, İran’ın bölgede istikrarın sağlanması için çaba ve desteğini sürdüreceğini ve Suriye halkının ülkesinin bağımsızlığını ve egemenliğini savunma hakkını destekleyeceğini vurguladı ve yabancı ülkelerin müdahalesi, mültecilerin geri dönüşü ve Batı’nın tek taraflı önlemlerinin kaldırılması durdurulmadan Suriye’de istikrarın sağlanamayacağına işaret etti.
Abdullahiyan ayrıca, İran’ın Siyonist varlığın Suriye topraklarına yönelik tekrarlanan saldırılarını kınadığını yineledi ve bu varlığın bölgede istikrarı bozmanın ve istikrarı bozmanın ana kaynağı olduğuna dikkat çekti.
Abdullahiyan, Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normale dönmesine ilişkin şunları söyledi: ‘’Dörtlü görüşme çerçevesinin, anlaşma ve Suriye ile Türkiye arasındaki ortak sınırlar üzerinde güvenliğin tesis edilmesi için en uygun diplomatik yol olduğuna inanıyoruz. Savunma ve dışişleri bakanları düzeyinde çeşitli toplantılar yapıldı ve son toplantıda Türk askeri güçlerinin bir takvime göre sınırlarına dönmesi konusu gündeme getirildi. Tahran ve Moskova bu görüşmeleri başarılı kılmak için çabalarını sürdüreceklerdir.’’