ŞAM – Suriye ve Rusya, 2018 Nisan ayında Şam kırsalındaki Duma’da kimyasal silah kullanıldığı iddia edilen olayla ilgili ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın yanıltıcı ve gerçekleri çarpıtan yanlış beyanını reddettiklerini belirterek, bu ülkelerin kendilerine yönelik saldırgan hedeflerini ve Orta Doğu’daki ve dünyadaki durumu ağırlaştırmaya yönelik yıkıcı politikalarını bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladılar.
İki ülkenin dışişleri bakanları Dr. Faysal Mikdad ve Sergey Lavrov bugün SANA’ya bir nüshasının ulaştığı ortak bildiride şunları söylediler: ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanları, Beyaz Miğferler örgütü tarafından uydurulmuş ve terör örgütleriyle bağlantılı olan klor gazı kullanılarak yanıltıcı ve gerçekleri çarpıtan provokasyonlarla dolu olan 7 Nisan 2018’de Duma şehrinde yardım çalışması yürüttüğünü iddia ettikleri bir bildiri yayınladıklarını söyleyerek, adı geçen ülkelerin, Suriye Hava Kuvvetleri’nin ve Rusya’nın örtbas etmesi ışığında siviller hakkında iddia edilen kimyasal saldırısı hakkında Batı tarafından Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne empoze edilen bir mekanizma olan sözde Soruşturma ve Teşhis Timi’nin raporuna bu şekilde desteklerini gösterdiklerini kaydettiler.
İki bakan: Suriye’ye karşı kimyasal silah kullanıldığına dair asılsız suçlamaların yinelendiği açıklama, iki ülkemiz üzerindeki genel baskıyı artırmanın bir başka adımı olduğunu, Duma’da kimyasal silahların kullanıldığı provokasyona ilişkin yeni bir sahte raporun yayınlanmasının, egemen Suriye’ye karşı 14 Nisan 2018’de ABD, İngiltere ve Fransa tarafından, Birleşmiş Milletler Tüzüğü ve uluslararası hukuk hükümlerine aykırı olarak Suriye sivil ve askeri tesislerine füze saldırısı başlatılan üçlü saldırıyı meşrulaştırmaya yönelik yeni bir girişimden başka bir şey olmadığına inanıyoruz, denildi.
Mikdad ve Lavrov, (soruşturma ve teşhis ekibinin) Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne aykırı olarak kurulduğunu ve Batılı ülkelerin OPCW üye devletleri üzerindeki büyük baskısına rağmen, örgüt üyelerinin yarısından azının bunun kurulması lehinde oy kullandığını hatırlattı ve dörtlü beyanın, bu ülkelerin Suriye ve Rusya’ya yönelik saldırgan hedeflerini ve Orta Doğu’daki ve genel olarak dünyadaki durumu ağırlaştırmaya yönelik yıkıcı politikalarını bir kez daha ortaya koyduğunu gösterdiğini vurguladı.
İki bakan, Suriye ve Rusya’nın herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda, kim tarafından ve hiçbir koşulda kimyasal silah kullanmayı reddettiğini bir kez daha teyit ettiğini, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın yeni asılsız açıklamalarından dolayı iki ülkenin kınandığını ve inandırıcılıktan yoksun suçlamaları topyekun ve ayrıntılı bir şekilde reddettiklerini ve bu ülkelerin yer değiştirme politikalarını reddettiklerini ifade ettiler
İki Bakan, siyasi, ekonomik, bilimsel, sanatsal, insani ve ahlaki ana kriterleri belirlemede NATO ve Avrupa Birliği ülkeleri için öncü bir rol kanıtlayan (kurallara dayalı bir sistem) dedikleri şeyle Birleşmiş Milletler Misakı ve uluslararası hukuk dünya medeniyetinin gelişimi olduğunu dile getirdiler.
Mikdad ve Lavrov, ABD’nin şu ana kadar kimyasal silahları elinde bulunduran tek ülke olduğuna, finansal ve teknik yeteneklerine rağmen kimyasal silahsızlanma sürecini uzatmak için elinden gelen her şeyi yaptığına dikkat çekti.