ŞAM – Filistinliler ve Lübnanlılar bugün, 1982’de İsrail işgal güçlerinin Lübnan yakınlarındaki Sabra ve Şatila mülteci kampına baskın düzenlediği Filistin halkının tarihindeki en vahşi ve en kanlı katliamlardan birinin kırkıncı yıldönümünü büyük bir acı ve üzüntüyle hatırlıyorlar. Başkent Beyrut’ta uluslararası bir sessizliğin ortasında üç gün boyunca binlerce Filistinli ve Lübnanlıyı katletti ve öldürdü.
Vahşi katliamın bölümleri 13 ve 14 Eylül 1982’de İsrail işgal güçlerinin yoğun hava koruması altında Beyrut şehrine ilerleyip Şatila mülteci kampı ve bitişiğindeki Sabra mahallesine düzinelerce tank konuşlandırmasıyla başladı. Sonra ertesi akşam, işgal varlığının Savaş Bakanı, o sırada Ariel Şaron’un kamptaki en korkunç katliamlardan birini gerçekleştirmeye hazırlanmak için etrafını sarmasını emretti.
İsrail işgal güçleri ve onların “Lübnan Kuvvetleri” milisleri ve sözde “Güney Lübnan Ordusu”na mensup ajanları tarafından Filistinlilere ve Lübnanlılara karşı üç gün boyunca aralıksız olarak işlenen cinayetler, kampa ancak katliamın sona erdiği 18 Eylül’den sonra izin verildiği, sokaklarda ve yıkılmış evlerin içinde ceset parçaları ve parçalanmış cesetler bırakarak, çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere üç binden fazla kurbana imza attı.
Korkunç sahnelerde gördüklerinden korkan Nuhad Sorour Al Maree, aile bireylerinin çoğunu kaybettiğini ve katliamdan önceki ilk yılını tamamlayarak hayatını kaybeden ablası Şadya’nın beyninin nasıl olduğunu acı ve kederle anlattı. “Annem, annem” diye ağlayarak hayata gözlerini yumdu.
Bir başka kanlı suç mahallinde ise 60 yaşındaki Hacı Münir el Hac Ali, 40 yıl geriye giderek şunları söyledi: “Akşam saatlerinde İsrail kuşatmasından sonra kampın her yerinde ağır silah sesleri duyduk. Durumları keşif için dışarı çıktığımızda işgal kuvvetleri ve işbirlikçilerikampa saldırıyor ve hareket eden her şeye ateş ediyorlardı. Haramın her türlüsünü işlediler, midelerini kestiler, çocukları katlettiler ve evleri sakinlerinin üzerinde yıktılar” dedi.