ŞAM – İşgal edilen Filisti’nin Tulkarm şehrinden Şam’a, zengin ve sıra dışı bir sanat kariyeriyle taçlandırılan büyük sanatçı Bessam Lutfi Abu Gazale’nin naaşı bugün ailesi, arkadaşları ve sevenlerinin katılımyla son yolculuğuna uğurlandı.
Cenaze alayı, Esed Üniversite Hastanesi’nden başlayarak yıllarının çoğunu geçirdiği Radyo ve Televizyon Genel Müdürlüğü binasının önünden geçerek, Bağdat Caddesi’ndeki Lala Paşa Camii’ne oradan da Şam’daki el Dahdah Mezarlığı’na defnedilmek üzere refakat etti.
Rahmetli sanatçının çok sayıda arkadaşı, genel olarak sanat yaşamının koridorlarında önemli bir yere sahip olan Suriye dramasının temel taşlarından birinin kaybedilmesinin derin üzüntüsünü dile getirdi. Suriye Sanatçılar Sendikası başkanı Muhsin Gazi SANA’ya yaptığı açıklamada, yetenekli sanatçı Antoinette Necib’in iki gün önce ayrılmasından sonra Suriye’deki sanat camiasının büyük sanatsal değerlerini kaybettiğini, bugün de dramanın temel taşlarından biri ve Sanatçılar Sendikası’nın kurucularından biri olan ve özverisi ve insani muamelesiyle öne çıkan Bessam Lutfi’yi son yolculuğuna upurluyoruz dedi.
Filistin Kurtuluş Örgütü Siyasi Dairesi Başkanı Büyükelçi Enver Abdel Hadi, Lütfi’nin anlatımında vatansever ve kararlı ulusal çizgiyi ifade eden ve davalarına inanan çok sayıda esere sahip olduğuna dikkat çekti.
Sanatçılar Sendikası’nın Şam şubesi başkanı Tamadur Ğanim, rahmetlinin özelliklerinden bahsederek, iyi bir baba örneği olduğunu ve Sanatçılar Sendikası’nın özel kimliğini ilk kez taşıyan, kurucularından biri, ayrıca işte ve arkadaşlarda asalet, cömertlik ve samimiyetin tüm niteliklerine sahip bir kişi olduğunu belirtti.
Rahmetlinin oğlu sanatçı İyas Abu Gazale ise, babasını kaybetmenin derin üzüntüsünü dile getirerek, bunu önce Suriye, sonra Arap dünyası için bir kayıp olarak değerlendirdi.
Yönetmen ve sanatçı Mazen Lutfi, merhumla olan dostluğunun 52 yılı aşkın bir süredir tüm televizyon koridorlarını ve televizyon çalışmalarının tüm yönlerini kapsayacak şekilde uzadığını belirterek, kendisini işine ve arkadaşlarına bağlılığının yanı sıra işine ve arkadaşlarına bağlılık ve bağlılık gösteren bir adam olarak nitelendirdi.
Sanatçı Mustafa Al Hani ise sanatçı Lutfi’nin ayrılışının Suriye draması için büyük bir kayıp olduğunu, güzel ahlakının yanında Suriye Televizyonu, Şam Radyosu, Sanatçılar Sendikası ve Milli Tiyatro’nun da en önemli kurucularından biri olduğunu belirtti.
Oyuncu Mey Merhec ise, merhum Lutfi’nin genç oyuncuların en iyi destekçisi olması ve onlara destek olma sorumluluğunu üstlenmesi nedeniyle oynadığı büyük role övgüde bulunarak, onlara her zaman sevgiyi tavsiye ettiğini, tüm samimiyeti ve dürüstlüğüyle yanlarında durduğuna işaret etti.
Sanatçı Basil Fattal, meslektaşlarına karşı çok nazik olduğu için merhumun görgü kurallarına dikkat çekerken, Şam Müzik Orkestrası’nın direktörü Muhammed Zağlul, merhumun Suriye radyosunda ve 30 yılı aşkın tüm dramatik eserlerinde net bir iz bıraktığını ve tiyatro, drama ve radyo öğretmeni olduğunu belirtti.
Sanatçı Ahmed El Seyyid, askeri tiyatro döneminde merhum ile iş birliği aşamasını anlatarak, merhumla birlikte çalıştığı en belirgin eserlerin, bir dizi güzel zaman dizisine ek olarak, beş yıldan fazla bir süre önce yayınlanmaya başlayan radyo programı (Vicdan Mahkemesi) olduğunu belirtti.
Sanatçı Muhammed Al Salem, rahmetli sanatçının radyonun bayraklarından biri olduğunu da doğruladı ve çeşitli radyo programlarında merhumla işbirliğine işaret ederek onu Radyo Şam’a asil, sadık ve sadık bir adam olarak nitelendirdi.
Merhum Bessam Lutfi, Suriye dramasının kurucu kuşağından biri ve tiyatro, radyo, televizyon ve sinemada birçok oyunculuk rolü üstlendiği ve tiyatro, radyo, televizyon ve sinemada farklı bir iz bıraktığı on yıllara yayılan sanatsal kariyeri boyunca Suriye sanatının tarihinde en önemli yıldızlarından biri olarak kabul ediliyor.