Suriye Arap Haber Ajansı – SANA Suriye Arap Haber Ajansı – SANA
ŞAM – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Feysal el Mikdad, Suriye’nin ABD ve müttefiklerinin, Rusya’nın ulusal güvenliğini tehdit etmek için Ukrayna krizini uydurma ve NATO’nun rolünü canlandırmak ve kapsamını genişletmek için Moskova ile gerilimi tırmandırmak, küresel istikrarı tehdit etmek, bir silahlanma yarışı başlatmak ve nükleer savaş da dahil olmak üzere büyük ölçekli bir savaş olasılıklarını arttırma riskini almak için Ukrayna krizi yaratma ısrarını kınadığını teyit etti.
Mevcut uluslararası tehlikelerle yüzleşmek, uluslararası hukukun üstünlüğünün ve Birleşmiş Milletler Şartı’nın yeniden gözden geçirilmesini gerektirir.
Bakan el Mikdad bugün Cenevre’deki Silahsızlanma Konferansı’na video bağlantısı aracılığıyla yaptığı konuşmada, “Mevcut uluslararası tehlikelerle yüzleşmek, uluslararası hukukun üstünlüğünün ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin yeniden gözden geçirilmesini ve nükleer silahsızlanma, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve silahların kontrolü alanında çifte standart ve siyasi manipülasyondan uzak ikili ve çok taraflı taahhütlerin uygulanmasını gerektirmektedir” dedi.
El Mikdad bu bağlamda ayrıca, Silahsızlanma Konferansı’nın rolünün etkinleştirilmesinin, özellikle Konferansın varlık amacı olan nükleer silahsızlanma alanında, silahsızlanma ile ilgili tek çok taraflı uluslararası müzakere forumu olması nedeniyle özellikle önemli olduğunu belirtti.
11 yıldan fazla bir süredir Suriye, Suriye devletini baltalamak için tanınmış bölgesel ve uluslararası ülkeler ve taraflar tarafından finanse edilen, silahlandırılan ve yönetilen eşi görülmemiş bir terör savaşına maruz kaldı.
Miqdad, Suriye’nin 11 yılı aşkın süredir, Suriye devletini baltalamak, istikrarını, birliğini ve toprak bütünlüğünü baltalamak için tanınmış bölgesel ve uluslararası ülkeler ve taraflarca finanse edilen, silahlandırılan ve yönetilen eşi görülmemiş Uluslararası hukukun, Birleşmiş Milletler Şartı’nın ve Güvenlik Konseyi’nin terörle mücadeleyle ilgili kararlarının açık ihlali teşkil eden bir terör savaşına maruz kaldığını belirtti.
Dışişleri Bakanı “IŞİD”, “El Nusra Cephesi” ve “El Kaide” bağlantılı diğer terör örgütlerinin devam etmesiyle birlikte bölge ve yurt dışında birçok ülkede güvenlik ve istikrarı tehdit ettiklerini belirtirken, “Bu terör örgütlerinin kimyasal silahlar da dahil olmak üzere kitle imha silahlarına sahip olma, geliştirme, stoklama ve kullanma riskleri, yüzleşmesi gereken gerçek bir endişedir” ifadeleri sözlerine ekledi.
El Mikdad, terörün tehlikelerine paralel olarak, İsrail işgal varlığının Arap topraklarını işgalini sürdürmekte ısrar etmesi ve saldırgan eylemlerde ısrar etmesi ve Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olarak Suriye topraklarına yönelik saldırılar yoluyla bölgeyi istikrarsızlaştırmaya ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit etmeye devam ettiğine dikkat çekti.
Miqdad, işgal varlığının konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan silah cephaneliğini modernleştirmeye ve genişletmeye ve herhangi bir uluslararası gözetimden uzak kitle imha silahları ve nükleer askeri yetenekler için programlara sahip olmaya ve geliştirmeye devam ettiğini ve ABD’nin ve Avrupalı müttefiklerinin koşulsuz desteğiyle vurguladı.
İsrail ve ABD’nin konferansa katılmaktan çekinmesi, Ortadoğu’da boş bölge oluşturma yönündeki uluslararası ve bölgesel iradenin açık bir şekilde göz ardı edilmesidir.
El Mikdad, geçen Kasım ayında düzenlenen Ortadoğu’da nükleer silahlardan ve tüm kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge oluşturulması konulu konferansa Suriye ve bölge ülkelerinin aktif olarak katıldığı bir dönemde olduğuna dikkat çekti.
Bu bağlamda Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı, “Birleşmiş Milletler çatısı altında düzenlenen konferansa “İsrail”in ve ABD’nin katılmayı reddetmesi, Ortadoğu’da boş bölge oluşturmayı amaçlayan uluslararası ve bölgesel iradenin açık bir şekilde göz ardı edilmesi anlamına gelmektedir” diye ifade etti.
El Mikdad ayrıca, Suriye’nin, İran ile imzalanan Ortak Kapsamlı Eylem Planı anlaşmasının uygulanmasına geri dönme konusunda Viyana görüşmelerinde bir anlaşmaya varılması yönünde kaydedilen ilerlemeyi memnuniyetle karşıladığını ifade ederken, Tahran’ın müzakerelerin başarısının ABD ve Avrupalı müttefiklerinin öne çıkan noktalarda gerekli adımları atmasına bağlı olduğu yönündeki tutumuna verdiği desteğini ifade etti.
P.M.
