MOSKOVA – Cumhurbaşkanlığı Özel Danışmanı Luna el Şibl, terörün kimliği veya coğrafyası olmadığını, küresel olduğunu ve sınırları aştığını teyit ederken, dünyanın herhangi bir yerinde onunla savaşma kararı alan herhangi bir ülkenin, şu ya da bu şekilde hem dünyayı ondan özgürleştirdiğini hem de kendisini özgürleştirdiğini vurguladı.
Bu bağlamda Özel Danışman el Şibl, Suriye’nin tüm uluslararası kuruluşlarla işbirliğini desteklediğini, ancak uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne boyun eğmek ve siyasi gündemlerden uzak durmak şartıyla desteklediğini belirtti.
Rus İzvestia gazetesinin bugünkü sayısında, “Suriye’nin Kimyasal Silahları Yasaklama Teşkilatı heyetini tesisleri denetlemek ve yirmi beşinci raund için hazırlanmak üzere ülkeye davet etme niyetiyle ilgili bir soruya yanıt olarak, misyonun istişareleri ve örgütün resmi teknik sekreterliğinin Şam’ın tekliflerini görmezden gelmesinin nedeni nedir?” sorusuna cevaben el Şibl, “Suriye’nin 2013 yılında Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne katılmasından bu yana kesintisiz işbirliği içinde olduğunu ve Suriye’nin örgüte yönelik herhangi bir ziyaret talebine yanıt vermekten bir kez bile geri durmadığını ancak yaşananların tam tersi.. Örgüt, en ünlüsü 5 yıldır Halep’te olmak üzere, terör gruplarının kimyasal silah kullanıp kullanmadığını doğrulamak için Suriye’yi davet ettiğinde ve birden fazla kez katılmaktan kaçınan örgüttür..” dedi.
El Şibl, örgütün Suriye’ye yönelik önyargısının varlığına ilişkin olarak, bu örgütün şeffaflık, bütünlük ve tarafsızlığa sahip olduğunun söylenemeyeceğine işaret ederken, “Çünkü bu örgütün çalışmalarını kontrol eden Batılı ülkeler grubu, Suriye’deki teröristleri destekleyen grupla aynı olduğu sürece, şeffaflık ve tarafsızlıktan hoşlandığı asla söylenemez” ifadeleri kullandı.
Teröristleri ortadan kaldırma görevi sona erdikten sonra İdlib’in federalleştirilmesi olasılığına ilişkin olarak el Şibl, bu konunun anayasa ile ilgili olduğunu yineleyerek “Federalizm Suriye’de genel bir meseledir, genel bir ilkedir, şu ya da bu bölge ile ilgili değildir. Mesele, Suriye’yi oluşturan toplumsal dokuda devletin kendisinin oluşması ilkesinde yatmaktadır..” dedi.
Öte yandan el Şibl, yabancı yatırımın herhangi bir ekonomi için önemli olduğunu, ancak bunun Suriye sermayesine dayalı bir ulusal yatırımın varlığına dayanması şartıyla olduğunu belirtirken, bu bağlamda “Bu nedenle, şimdi öncelik Suriye sermayesini çekmektir… yani en başta Suriyeli yatırımcıları çekmek, bu da yabancı sermayeyi teşvik edecek..” ifadeleri sözlerine ekledi.
El Şible, Arap Birliği’ne dönerse Suriye’de olacak değişime gelince, bu konunun Suriye’deki savaşla hiçbir ilgisi olmadığı için Arap Birliği’nin rolündeki bir değişiklikle bağlantılı olduğunu gördü. Bu konuda el Şibl, son otuz yılda neredeyse Arap vatandaşına sorarsanız, üniversiteye veri vermekten başka bir rol görmediğini ve bu değişimin üniversitenin değişmesine bağlı olduğunu söyleyeceğini belirtti.
El Şibl, herhangi bir devletin herhangi bir yerde terörle mücadele kararının bu devletin ulusal ve ulusal güvenliğini korumak olduğunu ve bu nedenle teröristlerin belirli yerlerden başka yerlere taşınmasının şaşırtıcı olmadığını belirtti. Bu konuda el Şibl ayrıca, Rus devletinin terörle mücadele için Suriye Arap Ordusu ile birlikte girme kararının çok önemli bir karar olduğuna işaret ederken, “Çünkü Rus silahlı kuvvetleri Suriye Arap Ordusu ile savaştı ve Suriye halkını korudu, ama aynı zamanda tüm bölgeyi korudu ve Rus halkını bir şekilde bu terörün yansımalarından korudu” diye ifade etti.
El Şebl, bu aşamada olanların, terörizmin tek bir yerde sınırlı olduğunu ve bununla hiçbir ilgimizin olmadığını ve bizi etkilemeyeceğini söyleyen tüm ülkelere bir ders olduğunu düşünürken, “ Yaşananlar, terörün kıtalararası olduğunun reddedilemez kanıtıdır ve onunla hiçbir yerde savaşmazsanız er ya da geç size ulaşacaktır” ifadelerini kullandı.
El Şibl, Suriye ile Kazakistan arasında bu terörle mücadele için işbirliğinin varlığına ilişkin olarak, “İstihbarat işbirliği mi yoksa askeri işbirliği mi olduğuna dair bir bilgi yok, bu soruyu size cevaplayamam” dedi.
Son olarak el Şibl, Suriye-Rus ilişkisinin sadece güçlere değil, yetmiş yıldır var olan bir ilişkiye bağlı olduğuna işaret ederken, bu ilişkilerin derinliğinin nedeni olan siyasi ve askeri ilişkiden daha önemli olanın Rus halkı, Rus halkının kültürü ve Rus halkının ahlakı olduğunu vurguladı.