NEW YORK – Suriye, işgal altındaki Golan’ın tamamını uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan mevcut tüm yollarla geri alma hakkına sıkı bağlılığını yineledi ve İsrail işgalinin özelliklerini değiştirmek veya ona velayetini dayatmak için aldığı tüm önlemlerin uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler kararları uyarınca geçersiz ve batıl olduğunu ve yasal bir etkisi olmadığını vurguladı.
Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Bessam Sabbağ, Güvenlik Konseyi’nin (Orta Doğu’daki durum) ile ilgili dünkü oturumunda yaptığı açıklamada, “Birleşmiş Milletler’in Orta Doğu elçisi Tor Wencesland’ın görüşmelerine katılmaması ayıptır. İşgal edilen Suriyeli Golan’daki İsrail yerleşimi ve işgalin uygulamaları hakkında herhangi bir bilgi vermiyor, ayrıca, İsrail’in Suriye topraklarına tekrarlanan saldırılarını da görmezden geldiğini; bunlardan en sonuncusu maddi kayıplara neden olan Lazkiye ticari limanına yapılan saldırı olduğuna işaret etti.
Sabbağ, Suriye’nin Uluslararası Örgüt Genel Sekreteri’ne ve Ortadoğu’daki elçisine, işgal edilen Suriyeli Golan’daki durumla ilgili gelişmeler hakkında onları bilgilendirmek ve ayrıca İsrail’in tekrarlanan İsrail saldırıları tehlikesine karşı uyarmak için birkaç mektup gönderdiğine dikkat çekti.
Sabbağ, yeni bir tehlikeli tırmanışta İsrail işgal hükümetinin geçen ayın 26’sında işgal ettiği Suriyeli Golan hakkında bir toplantı düzenlediğini ve bu toplantı sırasında Golan’da binlerce yerleşim biriminden oluşan iki yeni yerleşim birimi kurma niyetini açıkladığını dile getirerek, düşman İsrail’in, uluslararası hukuk kurallarının ve 1949 tarihli Dördüncü Cenevre Sözleşmesinin açık bir ihlali ve özellikle Güvenlik Konseyi’nin 1981 tarihli 497 sayılı kararı başta olmak üzere ilgili tüm Birleşmiş Milletler kararlarına açık bir şekilde meydan okuyarak buradaki yerleşimcilerin sayısını ikiye katlama amacı ve yeni bir başarısız işgali sürdürmeye ve uzatmaya, Golan’ın parametrelerini değiştirmeye ve Suriye Arap kimliğini ortadan kaldırmaya çalıştığına dikkat çekti.
Sabbağ, Suriye’nin İsrail işgali ettiği Golan’da toprak ve mülke el koyması, demografik değişim dayatması, kaynakların ve doğal zenginliklerin çalınması da dahil olmak üzere işgal edilen Golan’da gerçekleştirdiği ciddi ihlalleri kınadığını vurgulayarak, Suriye’nin 4 Haziran 1967 hattına kadar işgal edilen Golan’ın tamamını uluslararası hukuk tarafından garanti altına alınan mevcut tüm araçlarla, hiçbir zamanaşımına uğramayan ebedi bir hak olarak geri almadaki haklarına sıkı sıkıya bağlılığını yineledi.
Suriye’nin BM daimi temsilcisi, Golan’ın doğal ve demografik özelliklerini değiştirmeyi veya herhangi bir başlık veya adlandırma adı altında kendi yasalarını ve yargı yetkisini Golan’a dayatmayı amaçlayan tüm İsrail işgal önlemlerinin geçersiz ve batıl olduğunu, uluslararası hukuk ve İlgili BM kararlarının, özellikle İsrail’in işgal ettiği Suriyeli Golan’a kendi yasalarını ve yargı yetkisini dayatma kararının geçersiz ve hükümsüz olduğunu ve yasal bir etkisi olmadığını vurgulayarak, tüm BM üye ülkelerini işgalin varlığını tanımamaya çağıran 497 sayılı karar gereğince Golan’da önlemler almaya ve içindeki saldırgan uygulamaları kınamaya ve buna son vermek için harekete geçmeye çağırdı.
Sabbağ, İsrail’in Suriye topraklarına yönelik saldırganlığının devam etmesinin ve son zamanlardaki histerik tekrarının, 1974 Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması’nın ve işgal edilen Suriyeli Golan’la ilgili BM kararlarına yönelik açık ihlalini, Suriye ve diğer ülkelerdeki terörizme desteğinin açık kanıtını temsil ettiğini, bölgede barış ve güvenliği tehdit eden tehlikeli tırmanış sebebinin, işgalin saldırılarının olduğuna işaret ederek, ardı ardına gelen ABD yönetimlerinin kendisine sağladığı koruma şemsiyesi ve ihlallerini örtbas etmeseydi, uygulamalarının bu boyuta ulaşmasının mümkün olamayacağını vurguladı.
Sabbağ, Suriye’nin Güvenlik Konseyi’ne sessizliğini bırakması ve BM Sözleşmesi çerçevesinde gerçekten ve acilen sorumluluklarını üstlenmesi ve İsrail işgalinin devam etmesini engellemek için uluslararası barış ve güvenliği koruma görevini yerine getirmesi yönündeki çağrısını yineledi.
Sabbağ, Suriye’nin, işgal altındaki Filistin topraklarındaki, özellikle de Kudüs’teki baskıcı İsrail işgal uygulamalarını ve yerleşim operasyonlarını şiddetle kınadığını vurguladı.
Avrupa Birliği temsilcisinin açıklamasına cevaben Sabbağ, Suriye’deki duruma ilişkin aynı düşmanca tutumları tekrarladığını, bu oturumun konusuyla hiçbir ilgisi olmamasına ve yaptığı açıklama en yüksek düzeyde siyasi utanç olmasına rağmen pek çok noktayı taraflı bir şekilde ele aldığını, Suriye’nin egemenliğine saygı duyduğunu iddia etmesine rağmen, İsrail’in Suriye topraklarına yönelik sürekli saldırılarını kınayacak veya uluslararası meşruiyet kararlarına uyma çağrısına rağmen aykırı düşen işgal edilen Suriyeli Golan’da yerleşimlerin durdurulmasını talep edecek bir yer bulamadığını, bundan daha fazla siyasi ikiyüzlülük ve çifte standartlılık var mı? diye ifade etti.
Sabbağ, “İsrail işgal temsilcisi”nin, işgale taşlarla direnen savunmasız bir halkın bugün kınanmasını talep etmesinin ikiyüzlülüğün ve zihinleri küçümsemenin zirvesi olduğunu, bu temsilcinin dünyanın dikkatini kendi varlığının onlarca yıldır tekrarlanan füzeler, ağır silahlar ve mermilerle Filistinlilere, Suriyelilere ve Lübnanlılara karşı saldırılarından uzaklaştırdığını sözlerine ekledi.