CENEVRE – Suriye’nin Cenevre’deki Birleşmiş Milletler ofisi ve uluslararası kuruluşlarda daimi temsilcisi Büyükelçi Husamettin Ala, İnsan Hakları Konseyi’ne üye bazı devletlerin Suriye’deki insan hakları konusundaki endişelerine ilişkin iddialarının, Erdoğan rejiminin Haseke’deki bir milyon vatandaşa karşı yürüttüğü su savaşı, ABD işgali ve ayrılıkçı milisleri Suriye’nin servetini yağmalama ve tek taraflı zorlayıcı tedbirlerin felaket etkileri görmezden gelmeye devam ettikleri için inandırıcılıktan yoksun olduğunu teyit etti.
Cenevre’deki İnsan Hakları Konseyi’nin kırk yedinci oturumunda sunduğu beyanda Büyükelçi Ala, Suriye’nin bazı ülkelerin yanlış bilgilendirme ve yalanlar yoluyla müdahaleci politikalarını ve Suriye’ye yönelik askeri ve ekonomik saldırı eylemleri haklı çıkarmayı amaçlayan önerilerine dayalı olarak oturumlar düzenlemeye devam etmeyi ve kararlar almayı reddettiğini yineledi.
İnsan Hakları Konseyi kararları Türk ve Amerikan işgal güçlerinin ve çetelerinin suçlarını görmezden geliyor
Büyükelçi Ala, Suriye’nin Cenevre Daimi Misyonu’nun ABD’nin saldırgan eylemleri, Erdoğan rejiminin terör örgütlerine verdiği desteğin sürmesi ve demografik değişim getirmeyi amaçlayaan türkleştirme kampanyasına sistemli bir şekilde devam etmesi durumunda Suriye’de insan haklarını ihlal eden uygulamalara ilişkin olarak Yüksek Komiserliğe onlarca yazışma gönderdiğini belirtti. Bu bağlamda Ala, Türk rejiminin Suriye’nin kuzeyinde ve kuzeybatısında işgal ettiği bölgelerdeki resmi ve hizmet kurumlarının çalışmalarını, onları denetlemek üzere Türk çalışanlarla ilişkilendirdiği ve saldırgan gündemlerini tahsis etmek için Suriyelilerin kişisel ve aile kartlarını Türk belgeleriyle değiştirdiğine işaret etti.
Büyükelçi Ala, İnsan Hakları Konseyi’nde bazılarının Suriye’deki insani durum ve insan haklarına ilişkin endişelere ilişkin iddialarının, Suriye halkının temel haklarını doğrudan ihlal eden ve insani yardım kuruluşlarının çalışmalarını engelleyen tek taraflı cebri tedbirlerin yıkıcı etkilerini görmezden geldiğinden inandırıcılıktan yoksun olduğunu vurguladı.
Ala, konseyin buğday ve petrol yağmalayan, Suriye halkını ekonomik kaynaklarından yoksun bırakan ve Erdoğan rejiminin yürüttüğü su savaşını görmezden gelerek Hasaka’da bir milyon vatandaşı içme suyundan yoksun bırakan Amerikan işgalini ve onun ayrılıkçı milislerini görmezden geldiğine de işaret etti.
Suriye, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile işbirliği içinde Suriye topraklarının içinden insani yardım dağıtımını kolaylaştırmaya devam ediyor
Büyükelçi Ala, Suriye’nin, insani yardım kuruluşlarının çalışmalarını seçicilik ve siyasi koşulluluktan uzak olarak düzenleyen ilkelere uygun olarak, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile işbirliği içinde Suriye toprakları içinden insani yardım dağıtımını kolaylaştırma taahhüdünü yineledi.
Büyükelçi Ala, Suriye’nin ülke içinde yerinden edilmiş vatandaşlarının anavatanlarına, ülke içinde yerinden edilmişlerin ise evlerine dönüşlerini kolaylaştırmak için gerekli önlemleri almaya devam ettiğini belirtti.
Suriye, Batılı ülkelere IŞİD teröristlerini ve ailelerini ülkelerine geri gönderme çağrısında bulundu.
Büyükelçi Ala, Suriye’nin, terör örgütlerinin Astana hattındaki garantörü Türk rejiminin kaçmasına engel olan terör örgütlerinin kaçırdığı ve rehinelerini bu konudaki taahhütlerini yerine getirmekten kurtarmak için çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.
Büyükelçi Alla, bazı ülkelerin yürürlükteki anayasa ve BM’nin 2254 sayılı Kararı çerçevesinde gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerini birbirine karıştırma girişiminin hiçbir nesnel temele dayanmayan bir kafa karışıklığı ve yanlış bilgi olduğuna dikkat çekti. Ala, katılım oranının yüzde 78’i geçtiği seçimlerde Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad’ın seçilmesi ve yurt içinde ve yurt dışında oyların yüzde 95,1’lik salt çoğunluğunu elde etmesi, Suriyelilerin ülkelerinin egemenliğine bağlılığını ve geleceklerini hiçbir dış müdahale olmaksızın planlamak için bağımsız karara sahip olduklarını teyit ettiğini belirtrerek, seçim avantajlarının meşruiyetinin kaynağının Suriye anayasası ve halkının kararı olduğu ve başka bir kaynak olmadığını vurguladı.
P.M.