ŞAM – Suriye işgalci Türk kuvvetlerinin üst üste 25. kez Alluk istasyonunun suyunu kesmekle işlediği suçunu yinelemesini kınayarak, Türk hükumetinin uluslararası toplum çağrılarına ve Haseke’deki insanların acılarına kulak asmadığını, öyle ki orada yaşayan vatandaşların daha önce örneği görülmemiş, insanlık suçu düzeyine varan ve uluslararası tüm misak ve anlaşmalarla insan hakları değerlerine açık ihlal sayılan bişr savaş suçunun işlenmesiyle karşı karşıya olduklarını vurguladı.
Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada SANA’nın bir nüshasını aldığı beyanda, “Erdoğan rejiminin” zaman zaman sürdürdüğü “su savaşında” ahlaksız politikasını sürdürmeye devam ettiği belirtildi.
Türk işgal kuvvetlerinin yirmi beşinci kez Allouk istasyonunun suyunu ve elektriğini kesme suçlarını bir kez daha tekrarlamaları üzerine teröristler ve çetelerin, Haseke ilinde ve ona bağlı yerleşim yerlerinde bir milyondan fazla Suriye vatandaşına içme suyu sağlayan istasyonun ana kaynağı olan su istasyonunu besleyen elektrik şebekesine saldırdıklarını, ayrıca bu rejimin, Fırat Nehri’nin akış seviyesini iki ülke arasında imzalanan ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne tevdi edilen 1987 tarihli ikili anlaşma kapsamında iki ülke arasında kararlaştırılan yasal oranlardan düşürdüğüne dikkati çekti.
Tüm Uluslararası Anlaşmaları İhlal Eden İnsanlığa Karşı Suç Ve Savaş Suçu Teşkil Eden Cezai Davranış
Bakanlık: iki komşu ülke ve iki halk arasındaki iyi komşuluk ilişkilerine ciddi zararlar veren basiretsiz politika ve kanaatlerin uygulanması çerçevesinde, bu konu çeşitli uluslararası forumlarda gündeme gelmesine rağmen, bu rejim mantığın ve diplomatik aklın sesini dinlemeyi reddettiğini söyledi.
Bakanlık beyanında; Türk hükümetinin uluslararası toplumun çağrılarına kulak vermemesi ve aşırı sıcaklıklar nedeniyle şu anda her zamankinden daha fazla susuzlukla karşı karşıya kalan bir milyondan fazla insan olan il sakinlerinin acılarına dikkat çekti. Ve bunların tümünün, herkesin güvenli bir şekilde içme suyuna erişim hakkını ve su kaynaklarının keyfi olarak askıya alınmasına ve kirlenmesine maruz kalmaması hakkını garanti eden ve tüm devletlerin buna saygı göstermesi ve ona zarar vermemeyi gerektiren tüm uluslararası sözleşmeleri, sözleşmeleri ve insan hakları belgelerini ihlal ederek, insanlığa karşı suç ve savaş suçuna varan suç teşkil eden bir davranış olduğunu dile getirdi.
Suriye, Türk Rejimi Alluk Su İstasyonunun Yeniden Çalıştırılması Ve Uluslararası Kanunun En Basit İlkelerine Saygı Göstermesine Mecbur Edilmesini Talep Etti
Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı: Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti, Türk işgal kuvvetlerinin bu canice uygulamalarını bir kez daha kınıyor. Güvenlik Konseyi’ni, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğini ve onun uzman kuruluşlarını, Türk rejimini bu bağlamda uluslararası hukukun en temel kurallarına uymaya zorlamak için derhal müdahale etmeye çağırıyor. Alluk su istasyonunun yeniden işletilmesi, ortak sınırda mutabık kalınan Fırat Nehri’nden saniyede 500 metreküp olan suyun yeniden pompalanması ve sivillere yönelik baskı, yaşam ve geçim kaynaklarından yoksun bırakmaya yönelik bu insanlık dışı uygulamaların ele alınması ve
ayrıca, terörle mücadele ile ilgili Güvenlik Konseyi kararlarını uygulamaya mecbur edilmesi ve Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve halkına tam saygı duymaya ve içişlerine müdahale etmemeye zorlanması gerektiğini vurguladı.