Cumhurbaşkanı Esad.. Rus Zvezda Kanalıyla Röportajı..

ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar Esad Rus Zvezda Kanalının kendisi ile düzenlediği röportajın tam metni:

Gazeteci: Sayın Cumhurbaşkanı, bize bu fırsatı verdiğiniz ve bizimle görüşmeyi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Ülkeniz topraklarında Rus askeri operasyonlarının başlamasının beşinci yıldönümü vesilesiyle Suriye’deyiz. Suriye’yi terörizmden kurtarmak için gelen operasyonu sizlerle tartışmak istiyoruz. Bu yüzden de sizinle ve bu olayların sonuçlarını da özetlemek istiyoruz.

Cumhurbaşkanı Esad: Suriye’ye hoş geldiniz, bugün sizleri ağırlamaktan ve bu röportajı siz değerli kanalınızla yapmaktan çok mutluyum.

Birinci soru:

Sayın Cumhurbaşkanı, beş yıllık olaylara geri dönersek, Suriye’nin 2015 yılında yaşadığı durumu bugün nasıl anlatırsınız, dış yardım için umudunuz var mıydı?

Cumhurbaşkanı Esad: O dönemki durumu kısaltmak istersem çok tehlikeli olduğunu söyleyebilirim, teröristler Suriye’nin farklı bölgelerinde ilerliyorlardı ve ABD’den, Fransa’dan, İngiltere’den, Katar’dan, Suudi Arabistan’dan doğrudan destekle şehirleri işgal ediyorlardı. Tehlikeli olarak nitelendirdiğim Suriye’deki durum, özellikle 2014’te IŞİD’in ortaya çıkması ve Suriye’nin Badia bölgesindeki geniş alanları işgal etmesinden sonra, bizimle Rus askeri ve siyasi liderliği arasındaki tartışmanın odağıydı ve elbette birkaç nedenden dolayı yardım olacağını umuyorduk. Birinci neden, Suriye’nin siyasi konumunun önemli bir yer olması ve bu nedenle bu bölgedeki herhangi bir kusurun Ortadoğu’nun tüm bölgesine yayılıp diğer bölgelere yansıması ve Suriye üzerindeki çatışmanın önemi nedeniyle tarihten öncesine dayanması ve yeni bir şey olmamasıdır. Diğer neden ise Suriye’nin savaştığı terörizm, 2004’te Beslan okulunda çocukları kaçıran terörle aynı, tiyatroya giren ve masumları öldüren terörün aynısı, yani küresel terörizmdir. Birincisi, Suriye’de bu terörü vurmak Rusya’nın çıkarına, ikincisi ise Rusya’nın çıkarları dahil diğer ülkelerin çıkarlarını etkileyebilecek bu istikrarı sürdürüyor.

İkinci soru:

Beş yıl önceki durumu mevcut durumla karşılaştırırsak … Rusya’nın ne yaptığını, Savunma Bakanlığı’nın rolünü nasıl değerlendirirsiniz? Terörle savaşta ön cephede beş yıldır burada olan Rus ordusu ne yapıyor?

Cumhurbaşkanı Esad: Hiç şüphe yok ki, teknik açıdan Rus ordusu çok gelişmiş bir ordudur ve bu, savaşla açıkça kanıtlanmış ve kanıtlanmıştır. Diğer taraf, kelimenin tam anlamıyla, hedefleri tam olarak belirleyen ve bunları uygulamaya kararlılıkla giden profesyonel bir ordudur, ancak çeşitli düzeylerde doğrudan muhatap olduğumuz Rus ordusunu, subayları veya bireyleri tanımlamak istersem, örneğin, durmadan çalışırlardı. Rus pilotları için savaşların yoğun olduğu zamanlarda sortiler sabah 3’te, gün doğumundan önce başlayacak ve bazen gece yarısına kadar durmadılar. Bu savaşçılara sponsorluk şemsiyesi olan Savunma Bakanlığı ise askeri ve siyasi nitelikte olduğu için yüksek güvenilirlik göstermiş ve Rusya Savunma Bakanlığı’nın yüksek şeffaflık, açıklık ve dürüstlükle gösterdiği yüksek güvenilirlik olmasaydı bu askeri görevleri iki ordu arasında ortak yürütmek zor olacaktı. Son beş yıldır üzerinde anlaştığımız ve uyguladığımız her şeyde .. Bu, birçok Suriyeli askerin Rus askeri meslektaşlarıyla başa çıkma konusundaki izlenimlerinin beş yıllık bir özeti.

Üçüncü soru:

Çok teşekkür ederim, bu sözler için teşekkürler, bu yüzden Rusya ve Suriye orduları arasındaki ortak işbirliği konusunu konuşmaya devam ediyoruz, bu konuyu konuştuğumuz ve Suriye ordusunun da son beş yılda çok değiştiği, Suriyeli uzmanların, Suriye ordusunun etkileşimleriyle kazandıkları deneyimler Rus ordusu ve Rusya Savunma Bakanlığı ile mi?

Cumhurbaşkanı Esad: Hiç şüphe yok ki Rus ordusu, klasik bir savaşta askeri tecrübe kazandığı Büyük Vatanseverlik Savaşı’na dönersek, savaştığımız savaşa benzeyen alışılmadık bir savaş olan Çeçenlilerin uzmanlıkları ki  Rusya’yı zayıflatmak ve belki de onu bölmek amacıyla yurt dışından desteklenen bir savaş olması ve bunun içinde terörist gruplar halinde uyuyan hücreler şeklinde farklı şekillerde terörist gruplar ortaya çıktı. Çeçen savaşındaki her şey alışılmadıktı. Bizim ise farklı olabilecek deneyimlerimiz var. Yetmişlerin ikinci yarısında terörizmle mücadelede seksenlerin başına kadar süren deneyimlerimiz var. Ayrıca aşırılıkçı terörist gruplarla bir çatışmaydı ama bu savaş Çeçen savaşına olduğundan daha yakındı. Dış destek açısından ve alışılmadık bir savaşla savaştıkları için, bir ordudan daha az ama uyuyan hücrelerden daha fazlasıdır, terörizm ve Suriye ile ilişkilerinizde Rus deneyiminin birleşiminin çok önemli olduğuna şüphe yok. Bu aşamada teröristlerin, yani son beş yıldır yöntemlerini bizim deneyimlerimizden ve sizinkinden farklı bir şekilde geliştirdiklerini göz önünde bulunduralım, bu nedenle biz ve sizin, Suriye ve Rus ordularının terörizmle mücadelede öğrenebileceği dersler vardı. Bu yüzden askeri açıdan çok zengin bir deneyim olduğunu söyleyebilirim ve terörizm durmadığı sürece her zaman yeni dersler olacaktır çünkü savaştığımız her savaş diğerinden farklıydı, ancak iki büyük deneyimi bir araya getirmenin özellikle Suriye’de büyük bir etkisi olduğuna şüphe yok.

Dördüncü soru:

İşin sonunda biliyorsunuz ki ülkelermiz arasında pek çok şeyde benzerlik var çünkü Suriye’de farklı ülkelerin çıkarları farklı güçleri devretmek için yüzyıllar boyunca hep kesişti ve ayrıca Rusya tarihi boyunca birçok savaş verdi, biz bir savaş başlatmadık, düşmanlar bize geldi. Bu konuya değindiğiniz göz önüne alındığında, ülkemiz bu yıl Büyük Zaferin 75. yıldönümünü, Büyük Vatanseverlik Savaşı’ndaki zaferi ve halkımız için bu korkunç savaş olan Büyük Vatanseverlik Savaşı’nı kutluyor, dönüm noktası Stalingrad için yapılan savaştı ve ardından batıya saldırı başladı. Faşistleri ülkemizden (bu ifade için özür dilerim) kovmayı başardık. Bunu Suriye halkının başına gelenlerle, Halep’in kurtuluş savaşıyla karşılaştırabilir miyiz? Sık sık Suriye Stalingrad’ı ararlar. Halep’in kurtuluşunun Suriye’yi terörizmden kurtarma sürecine etkisi nedir?

Cumhurbaşkanı Esad: Halep savaşı olan Suriye savaşında çok önemli bir ayrıntıyı soruyorsunuz ve yaptığınız karşılaştırma Suriye vatandaşları ile yapılıyor çünkü Halep iki yıldan fazla bir süredir kuşatılmıştı, çoğu zaman tam bir kuşatma altındaydı ve bazı gıda maddelerine veya bazı temel ihtiyaçların girme olasılığı teröristlerin darbeleri altında giriyordu yani varabilir de varamayabilir de içinde tehlike de bulunuyor. Elektrik yoktu, su yoktu, temel malzeme yoktu buna rağmen Halep halkı savaşta direndi. İnanıyorum ki bu karşılaştırmanın önemi öncelikle abluka ve halkın sabrı ile ilgili.. Stalingrad’dan bahsederken askeri zaferlerden bahsetmeden önce halkın, yani Stalingrad halkının kararlılığını hatırlıyorsunuz. Bu kararlılık olmasaydı Rus ordusu büyük bir taarruz başlatamazdı. Aynı şey Suriye’de de oldu.. Halep halkının kararlılığı olmasaydı, ordu büyük bir savaşa hazırlanamazdı.. Bir diğer karşılaştırma ise, Stalingrad’daki ordunun II.Dünya Savaşı’nın sonuna kadar batıdan başlatılması, Halep’te de ordunun batıya doğru hareket etmesi ve İdlib’e karşı kurtuluşun devamının batıda olması gerektiğidir. Elbette Halep ve Şam’ın siyasi, ekonomik ve askeri önemi olan Suriye’nin en büyük iki şehri olması.. Şüphesiz stratejik sonuçları olan Halep savaşı, bölgelere ve savaşçıların büyüklüğüne bakılmaksızın çok önemli bir savaş ve sonuçları Suriye’deki savaşın yönünü değiştiren belirleyici bir savaştı. Halep’ten sonra hem muharebe hem de siyasi durum olarak Halep öncekiyle aynı olmayacak, sorduğunuz karşılaştırma doğru bir karşılaştırma, tabii ki iki ülke arasında alan farkı ile.

Beşinci soru:

Bu savaş Suriye için büyük kayıpların yanı sıra büyük boyutlar da taşıdı. Bu savaşın olayların seyrini değiştirmede önemli bir rolü vardı.. Sayın Cumhurbaşkanı bugün ve ülkenizin topraklarında Rusya ile Suriye arasında imzalanan anlaşmaya göre iki Rus askeri üssü var, Hmeymim ve Tartus. Sizce. Bu iki üssün bugün Suriye’nin güvenliğini sağlamada oynayacağı rol nedir? Gelecekte sizler nasıl bir rol oynayacaksınız?

Cumhurbaşkanı Esad:

Rusya’nın Suriye’deki askeri rolüne ve özellikle de kurallara baktığımızda iki noktadan başlıyor, ilki uluslararası terörizm dediğimiz terörizmle mücadeledir ve bu uluslararası terörizm bir gün sonra bitecek veya diyelim ki ortadan kaldırmak için devam eden savaşlar sonucunda zayıflayacak. Bu terörden sonra ne olur? Bir başka nokta daha var ki, dünyadaki Rus rolü. Bugün uluslararası bir ormanda yaşıyoruz ve uluslararası hukuka göre değiliz. Bu ormanın nedeni çeyrek asırdır uluslararası bir denge olmamasıdır .. Bu uluslararası denge, Rusya’nın siyasi olarak uluslararası organizasyonlardaki ve Askeri açıdan ve askeri açıdan üsler olmalı. Bu uluslararası denge, Rusya’nın uluslararası örgütlerde siyasi ve askeri rolüne ihtiyaç duyuyor ve askeri tarafta da kurallar olmalı. Bu konudan nasıl yararlanıyoruz? Küçük bir ülke ve çok sayıda küçük ülke olarak dünya ülkelerinin birçoğunun bu uluslararası dengeden yararlanacağını söyleyebilirim, yani Suriye’nin faydası bu yeni denge sayesinde dolaylı olacaktır. Bu nedenle, Rusya’nın varlığını sadece terörle mücadele çerçevesi içine yerleştirmemeliyiz, çünkü anlaşma kırk beş yıllık ve terörizm kırk beş yıl sürmeyecek, ancak dünyanın farklı bölgelerindeki askeri varlığın temel bir rol oynadığı uluslararası denge için gerekli olan Rusya’nın rolü olan bir terörizm sonrası var. Elbette Batı dünyada sorun yaratmak için askeri güçten vazgeçtiğinde Rusya’nın bu tür üslere ihtiyacı olmayabilir ama şimdi Rusya ve dünyanın bahsettiğim bu dengeye ihtiyacı var.

Altıncı Soru:

Sayın Cumhurbaşkanı, hep uluslararası hukuku ihlal eden ve görmezden gelenlerden bahsedelim, kimden bahsettiğimi biliyorsunuz, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin seçilmiş başkanısınız, terörle savaşı yönettiniz, hukuk sizin tarafınızda, insanlar arkanızda ama yine de bazı Batılı liderlerden sürekli kötü sözler duyuyoruz. Örneğin: “Esad gitmeli”, Barack Obama’nın bundan nasıl bahsettiğini, ne yazık ki Donald Trump’ın geçtiğimiz günlerde aynı şeyi tekrarlayarak, Amerika’da ünlü Amerikalı gazeteci Bob Woodward’ın (Korku: Trump Beyaz Saray’da) kitabının yayınlandığını çok iyi hatırlıyoruz. Kendisi 2017 yılında, Suriye’ye füze saldırılarından sonra, Trump size suikast düzenlenmesini istedi izninizle aktarma yapacağım: “Bırakın onu öldürelim, hepsini öldürelim” Buna nasıl yorum yapacaksınız? Neden sizi şeytanlaştırıyorlar?

Cumhurbaşkanı Esad:

Evvela, her zaman başkanın gitmesi gerekliliğinden bahseden açıklamalarla ilgili olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nin başkanlarının olmasına alıştık – diyelim ki onlar kendi lehine çalışan casuslar yani kendisi yerleştiriyor – dolayısıyla kendilerine diyor ki: Şimdi kalın ve rolleri bittiğinde de onlara gidin diyor. Kendileri buna alışıklar, ben onlardan biri değilim dolayısıyla yayınlanan tüm açıklamalar bizi hiç ilgilendirmiyor, bizi rahatsız etmiyor, hissetmiyoruz bile.. Bu Amerikalılara yönelik Amerikan kelimeleridir.

Yedinci Soru:

Batı size yönelik bazen de kaba derecesine varan ilişkisini hafife alması tepkinizi çekmiyor mu? Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, hayır, çünkü bir kişinin umursamayacağı kadar küçük, nedenini de söyleyeceğim.. Trump’ın yukarıda bahsedilen kitapta bahsedilen son açıklamalarına gidersek, bu şaşırtıcı bir şey değil, yeni bir şey değil çünkü Soğuk Savaş’tan beri ABD politikası.. II.Dünya Savaşı’nın sonundan bugüne kadar.. Bu bir hegemonya politikası, bir darbe politikası, bir suikast politikası ve bir savaş politikası. Bu doğal bir şey.. Trump yeni bir şeyden bahsetmedi, tam tersine, Trump’ın Amerikan sistemini açığa çıkarması açısından önemli bir avantajı olduğu konusunda hemfikir olmalıyız, bizim için bir ifşa mahiyetinde oldu, ancak bazı güzel maskelerle demokrasi, insan hakları ve benzeri şeyler hakkında konuşmaktan saklanıyordu. Trump, “Yaptığımız budur” diyen aleni bir insan. Trump bunu söylemese bile, bunun onların politikalarının ve düşüncelerinin bir parçası olduğunu bilmeliyiz. ABD dünyada ortak kabul etmiyor ve bu nedenle Batı dahil bağımsız ülkeleri kabul etmiyor Batı ABD’ye bağlı, onunla ortak değiller, bağımsız değiller. Bağımsız bir insanı kabul etmiyorlar, bağımsız bir devleti de kabul etmiyorlar, süper güç olan Rusya’yı bile bağımsız olarak kabul etmiyorlar, sizi tarihte kabul etmiyorlar ve Nazizmi ortadan kaldırmadaki rolünüzü Rusya’nın yok etmede hiçbir rolü yokmuş gibi reddediyorlar biliyorsunuz. Tarihte Rusya’yı kabul etmeselerdi, şimdi de kabul edecekler mi? Büyük devleti, Rusya bağımsız bir devlet olarak kabul etmeselerdi, daha küçük ülkeyi – ya da küçük devleti – bağımsız bir devlet olarak kabul edebilirler mi? Amerikalıların sorunu budur .. Ülkesinin çıkarına çalışan, kendisine saygı duyan veya ulusal karardan bağımsız olan hiç kimseyi kabul etmiyorlar.

Sekizinci Soru:

Evet, bu iki ülkemiz arasındaki başka bir benzerlik noktası. Peki militanlara af sürecinden bahsedelim, muhalif partiler arasındaki uzlaşma süreci nasıl gidiyor? Temmuz ayında iktidar koalisyonunun kazandığı Suriye’de parlamento seçimleri yapıldı ve sizi bunun için tebrik ediyoruz, ancak muhalefet sorununun hala var olduğu açık. onların arasında. Bu süreç şu anda nasıl gidiyor? Anayasa Komitesi ile ilgili yenilikler nelerdir? Bu süreçte uluslararası arabulucuların rolü nedir? Birleşmiş Milletlerin rolü? Rusya’nın rolü nedir? Bu süreçte kişisel olarak kime güveniyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Müzakerelere gelince, Rusya ve İran, müzakereler uzun zaman alacağından, kısmen de olsa bir şeyi başarmak için bu müzakerelerin ileriye dönük desteklenmesinde önemli rol oynuyor. Ama açık konuşalım.. “muhalefet” dediğimiz başka bir partiden bahsederken – ve sizin ülkenizde bir muhalefetiniz var – muhalefetin şartlarından biri vatansever olması, Rus halkının dışında olması ve onun bir parçasını temsil etmesidir, ancak bir Rus vatandaşı olarak şu muhalefetin olduğunu bildiğiniz zaman sizsiniz. Kişi yabancı bir istihbarat servisine bağlıdır, bu yüzden ona rakip demezsiniz çünkü muhalefet vatanseverlikle bağlantılıdır. Görüşmelerde yaşananlara gelince, Suriye hükümetinin kendi bakış açısını ifade ettiği için desteklediği bir parti var ama Türkiye’nin seçtiği başka bir taraf var ki Suriyeli taraf değil. Türkiye, ABD ve diğerlerinin arkasındakilerin artık komitede gerçek sonuçlara ulaşmakla hiçbir ilgisi yok, çünkü istedikleri şeyler, ABD’nin karıştığı ve istikrara yol açmak yerine kargaşa ve kaosa yol açan bir anayasa hazırladığı diğer çeşitli bölgelerde olduğu gibi, devletin zayıflamasına ve parçalanmasına yol açıyor. Bunu kabul etmiyoruz ve Suriye’nin istikrarını etkileyen şeyler hakkında pazarlık yapmıyoruz. Dolayısıyla bu müzakerelerin gerçekten sonuca ulaşmasını istiyorsak, tüm kesimleri ve siyasi bağlantıları ile tüm insanların Suriye halkının istediğine dönmesi zorunludur. Önümüzdeki turların bu konuların gerçeğini daha fazla ortaya çıkaracağına inanıyorum .. Dolayısıyla Suriye-Suriye diyalogu başarılı olacak ve dış müdahale olduğu sürece müzakereler başarılı olamayacak.

Dokuzuncu Soru:

İzin verirseniz, size şu ya da bu şekilde geçmişle ilgili bir dizi kişisel soru sormak istiyorum, lütfen bize söyleyin, ülkenizde yaşadığınız ve yaşadığınız savaşın tüm dehşetlerinde yaşamla ölüm arasında olduğunuzu düşündünüz mü? Bunu bir noktada düşündünüz mü?

Cumhurbaşkanı Esad:

Örneğin 2018 yılından önce Şam’a gelmiş olsaydınız, bu yerde otururduk ve zaman zaman etrafımıza havan mermileri düşüyor olacaktı.. Ölüm olasılığı herhangi bir vatandaş için vardı.. Yayan, otobüsle, arabada hareket eden, işe giden herkes için mümkün olduğu kadar. Yaralanmaya veya ölüme yol açabilecek sürpriz bir mermi tarafından.. bu, savaş sırasında var olan bir olasılıktı. Ama bir insanın doğası gereği bu durumla başa çıktığını düşünüyorum. Herhangi bir ülkede ve dünyanın herhangi bir yerinde.. bir kişi koşullara uyum sağlar. Demek ki hayat Şam’da devam etti ve ben şahsen her gün işe giderdim hiçbir zaman durmadım, havan mermileri altında da başka seçenek yoktu..

Onuncu Soru:

Teröre karşı savaş açan bir devlet başkanı olarak bugün hayatınız, başka bir yaşam tarzınız varken hayal ettiğiniz hayat bu mu?

Cumhurbaşkanı Esad:

Bu terörizm ellili yıllardan beri bizi vuruyor, yakın zamanda değil ve geldiği her aşamada yöntemlerini geliştirdi. 1950’lerde bir tür kaos yaratıyordu ama silahlı değildi. Altmışlarda silahlara yönelmeye başladı. Yetmişlerde ve seksenlerde örgütlendi ve şimdi bu terörün kendisi taktiklere ve siyasi desteğe sahip, bunun yanında ülkeler ve büyük bankalar da var.

Dolayısıyla, terörizmle kaderimiz benim doğumumdan önceki bir kaderdir ve çoğu Suriyelinin doğmasından önce, bizim belleğimizde kalmalı, çünkü bu terörü yensek bile, basit bir nedenden ötürü geri dönebileceğini düşünmeliyiz çünkü ilk düşündüğü kadar insan değil. Batı sömürge tarihine dönmeye devam ettiği ve hegemonya düşünmeye devam ettiği sürece, bu terörü başka şekillerde canlandırması gerekir. Bu şeyin, ortadan kaldırılsa bile daha sonra başka şekillerde ortaya çıkabileceğini gerçekçi bir şekilde düşünmeliyiz, bu yüzden bizim için savaş, terörist ideolojinin halk olarak teröristlerle olan savaşıdır, çünkü bu düşünce sona erdiğinde Batı’nın ve Suriye düşmanlarının onu yeniden canlandırması için hiçbir araç olmayacaktır.

Gazeteci:

Öyle mi zannediyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Öyle sanıyorum, çünkü Batı öngörülebilir ölçüde değişmeyecek, bu bir yandan.. Diğer yandan da entelektüel savaş askeri savaştan daha zor ve yeni nesilleri doğru düşünerek, aşırılıkçı olmayan düşünceyle, fanatik olmayan düşünceyle, açık fikirle, çünkü bunu inşa etmek uzun zaman alıyor. 1960’lardan beri bu aşamaya gelmenin elli yıl sürdüğü düşünülüyor. Birdenbire ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan bir düşünce değil, para var. Bunun için yüz milyarlarca dolar harcandı ve Batı, Amerikan varlığından önceki İngiliz yönetimi günlerinden beri bu kelamı destekliyordu. Yirminci yüzyılın başında dini aşırılığı destekliyorlardı ve durum gelişti, bu yüzden onunla yüzleşmek için zaman olmalı.

Gazeteci:

Bizler Allah’ın yardımıyla ve açık fikirlilikle birlikte galip geleceğimizi umut ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, bizimle görüşmeniz ve sorularımızı cevaplamaya ayırdığınız zaman için çok teşekkür ederiz. Size ve ailenize, öncelikle sağlık ve iyilik, Suriye için de iyilik ve barış dilememize izin verin. Teşekkür ederim.

Cumhurbaşkanı Esad:

Size teşekkürler ve ben bu vesileyle, bu program aracılığıyla Suriye’deki Rus savaşçıların ailelerine selamlar göndermek istiyorum. Başta da söylediğim gibi, Rus halkı ordunun Suriye’de yaptıklarından gurur duyuyor, ancak bu aileler, çocuklarının Suriye’de elde ettiği büyük başarılardan ötürü diğer vatandaşlardan daha fazla gurur duyma hakkına sahipler ve sadece Suriye halkını değil, ailelerini ve Rus vatandaşlarını da koruyorlar. Tekrardan sizleri Suriye’de karşılamaktan onur duyarak teşekkür ediyorum.

Gazeteci: Nazik sözleriniz için teşekkür ederim.

Check Also

Silahlı Kuvvetlerimiz Halep Ve İdlib Kırsalında Terör Örgütlerinin Saldırılarına Karşı Koyarak, Ağır Kayıplara Uğratmaya Devam Ediyor

ŞAM (SANA) –  Halep ve İdlib kırsalında cephelerde faaliyet gösteren silahlı kuvvetlerimiz, saldırılarında insansız hava …