VİYANA – Suriye’nin katılımıyla, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), Korona salgını ile yüzleşmek için alınan tedbirler nedeniyle, Viyana’da mevcut Yönetim Kurulu oturumunun sanal teknoloji ile çalışmasını sürdürüyor.
Ajansın Suriye daimi temsilcisi Büyükelçi Bessam Sabbağ, oturum sırasında Suriye’nin garantilerin uygulanması konusunda ajansla tam işbirliği yaptığını belirterek, ajansın koruma tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin raporlarının Suriye’nin onunla olan işbirliğine tanıklık ettiğini, kapsamlı koruma anlaşması ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması uyarınca yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve tüm taleplere zamanında yanıt verdiğini söyledi.
Büyükelçi Sabbağ, tanınmış tarafların Suriye konusunda izledikleri karışıklık yolunun saçma olduğunu vurgulayarak: “Suriye, bilinen tarafların saldırgan ve başarısız politikaları nedeniyle yaşadığı tüm zor koşullara rağmen, güvenlik önlemleri anlaşması uyarınca gerekli tüm uluslararası yükümlülüklerin uygulanmasını yerine getirmeyi başardı” dedi.
Büyükelçi Sabbağ öte yandan, “İsrail”in nükleer gücüyle sahip olduklarıyla nükleer silahların yayılması anlaşması kapsamı dışında kalmasının Yayılmayı Önleme Sistemine büyük tehlike oluşturduğunu belirterek, “İsrail’in Ortadoğu’nun nükleer silahlardan arındırılması çağrısında bulunan tüm girişimleri reddetmesinin”, bölgenin güvenlik ve istikrarı için bir tehdit oluşturduğunu, tüm nükleer tesislerini IAEA garantisine tabi tutmayı reddetmesinin, onu uluslararası barış ve güvenliğe yönelik bir tehdit haline getirdiğini ve tüm bunların ışığında, anlaşmaya aykırı olduğu konusunda konuşmak için nitelikli olmadığını açıkladı.
Büyükelçi Sabbağ, İran’ın kuruluşundan bu yana ortak kapsamlı eylem planını uygulama taahhüdünü hatırlatarak, ABD’nin plandan tek taraflı olarak ve herhangi bir meşru gerekçesi olmadan çekilmesinin, başkalarıyla sponsor olduğu Güvenlik Konseyi 2231 sayılı Kararına açık bir ihlalini temsil ettiğini ayrıca bu anlaşmadan çekilmesi, etik dışı şantajı ve kışkırtıcı davranışı, verdiği taahhütlere duyulan güvensizliğin ve bölgedeki gerilimlerin artırılmasına, bölgesel barış ve güvenliği baltalamasına katkı olduğuna dair kanıtların parlak bir örneğini sunduğuna dikkat çekti.