NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Beşşar el Caferi, Suriye ve halkının yedi yıldan beri terör nedeniyle yaşadığı acıların; dünya kamuoyunda terörle mücadele iradesinde hala yoksun olan ve nüfuz sahibi tarafların bulunduğunu kanıtlamakta olduğunu belirtti.
BM’de ‘uluslar arası terörü yok etme amaçlı önlemler’ konulu 109 sayılı bentle ilgili altıncı kanuni komitenin toplantısında Suriye adına yaptığı konuşmada Caferi; uluslar arası terörün yok edilmesi için gerçek bir siyasi iradenin gerektiğini vurguladı. Caferi bu terörün işverenleri, destekçileri ve finansmanlarından hesap sorulup cezalandırılmaları gerektiğinin altını çizerken; “daha dakik bir şekilde ifade etmek gerekiyorsa, yılanın kuyruğunu değil, başını ezmek gerekiyor..” ifadesini kullandı.
Caferi terörle mücadele konusunda şu ana dek BMGK’de alınan tüm kararların yedinci bent altında olmasının mümkün olmadığını ifade etti. Bu kararların hayata geçirilmesi için BM ve BMGK’de terörle mücadele konusunda ciddi bir iradenin olması gereğini belirten Caferi; bunun için de terörün dakik ve fiili bir şekilde tanımlanması gerektiğini vurguladı. Caferi Suriye’nin de 1986 yılından beri tüm uluslar arası platformlarda bunu talep ettiğinin altını çizdi.
Terörün dakik bir şekilde tanımlanıp yok edilmesi için BM ve BMGK’de ciddi ve tarafsız bir iradenin olması gereğine dikkat çeken Caferi, öyle ki terörü destekleyeni, siyasi çıkarları için edat olarak kullanan, ona örtü temin eden ve egemen devletlere karşı saldırılarında kullananın BM ve BMGK’de hegemonya sağlamış üye devletler olduğunu söyledi. Caferi dolayısıyla yılanın başını temsil eden bu devletlerin hegemonyasına son verip bu bağlamda onlara karşı caydırıcı icraatlar almadan uluslar arası terörü yok etmenin mümkün olmadığını kaydetti.
Yılanın başını temsil eden bu devletlerdeki hükümetlerin hala terörü edat olarak kullanmakta olduklarına dikkat çeken Caferi; siyasi, askeri ve ekonomi planlarının yanı sıra egemen ülkelerde meşru yönetimleri düşürme ve halkların servetlerini sömürme planlarında uluslar arası terörü edat olarak kullanmaya devam ettiklerini belirtti.
Caferi bu devletlerin azılı teröristleri dünyanın dört bir yanından toplayıp eğitmeleri ve donatmaları ardından başka ülkelerde muhtelif bahaneler altında masum insanları katlettiklerini, ardından gönderdikleri terörün katlettiği insanlar ve tol açtığı insani faciaların siyasi ticaretini yaptıklarını ifade etti.
Yabancı teröristlerin milyarlarca dolarlarla finanse edilen dini okullarda eğitildiklerine dikkat çeken Caferi; bu teröristlerin Avrupa’daki okullarda yakından takip edilmeleriyle Avrupalı bir kısım hükümetlerin siyasi planları kapsamında Suriye ve Irak’a kasıtlı ve bilinçli bir şekilde gönderildiklerini belirtti. Caferi söz konusu hükümetlerin bu teröristleri kontrolden çıkarıp Suriye ve Irak’a gönderilmelerini kolaylaştırdıklarını ifade etti. Söz konusu teröristlerin gruplar halinde belirli havaalanlarından Suriye’ye gönderildiklerine vurgu yapan Caferi; Interpol ve bir dizi istihbarat raporlarında bu konuya ilişkin kesin kanıtların bulunduğunu söyledi.
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Caferi; Suriye’de olayların başlaması öncesinde bile söz konusu yabancı teröristleri karşılayacak, eğitecek, donatacak ve komuta edecek operasyon odalarının Suriye’ye komşu bir dizi devlette hazırlandıklarına dikkat çekti. Dünyanın muhtelif devletlerinden getirilen azılı radikal teröristlerin dünya kamuoyunun gözü önünde ‘ılımlı muhalifler’ olarak adlandırıldıklarını belirten Caferi; tüm bunları yapanların da terörle mücadele ettiklerini iddia ettiklerini kaydetti. Caferi dolayısıyla yılanın asıl başının bu devletler olduğunu vurguladı.
Caferi Suriye’nin BM genel sekreteri ve vekilinin terörle mücadele komitesini etkinleştirme girişimine tam desteğini açıklarken, Suriye’nin bu komite ile tam işbirliği içinde olmaya hazır olduğunu da ilan etti.
https://www.youtube.com/watch?v=KZnV9OZNm54