Türkiye Rejimi Hatasını Düzeltip Teröre Desteğini Kesmelidir

NEW YORK – Başbakan Yardımcısı Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Velid Muallim; Suriye ordusunun teröre karşı zaferleri ve müttefiklerin desteği sayesinde Suriye’de büyük çatışmaların sona erme sürecine girdiğini, Suriye’deki krizin son bölümünün de sona ermek üzere olduğunu belirtti.

Muallim RT Kanalının dün akşam yayınladığı röportajında; Suriye ordusunun müttefik ve dost güçlerle işbirliği içinde son 3 ay içinde Suriye’de teröristlerin bulundukları bölgelerin yüzde 50’sini kurtarıp kontrolüne aldığına dikkat çekti.

Suriye’de ABD güçlerinin bulunması konusunda ise Muallim; bu güçlerin Suriye hükümetinin izni olmaksızın uluslar arası yasalar ve BMGK kararlarına aykırı bir şekilde bulunduklarını belirtti. Muallim bu güçlerin Suriye’den çıkmaları için tüm diplomatik ve siyasi yollara başvurulacağını ifade ederken, bu yolların başarısız olması halinde başka yöntemlere başvurulacağını söyledi. Suriye’ye saldıran ve Suriye’nin egemenliğini ihlal edenlerin onlar olduklarına dikkat çeken Muallim; dolayısıyla Suriye’nin egemenliğini ve topraklarının selametini korumak için meşru haklara sahip olduğunu, bu haklarını da kullanacağını sözlerine ekledi.

Muallim Irak’ın kuzeyinde ‘Kürdistan’ devletinin kurulması yönünde referandumun yapılması ve bunun yol açacağı sonuçlar konusunda ise; Irak’ın bölünmesinin Suriye tarafından mutlak bir şekilde reddedildiğini ve hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini vurguladı.

Suriye’de bulunan Kürt yurttaşlarımız konusunda ise Muallim; Suriyeli Kürtlerin genelinin Suriye’den ayrılmak istemediklerini, sadece vatan toprakları dahilinde özerk yönetim istediklerini belirtti. Muallim bunun da görüşmeler ve diyalog yoluyla mümkün olabileceğini ifade ederken; “IŞİD’in yok edilmesi ardından evlatlarımız ve kardeşlerimiz Kürt yurttaşlarımız ile bir araya gelip geleceğe ilişkin ortak kararlar alabiliriz..” ifadesini kullandı.

ABD’nin ‘Demokratik Suriye Güçleri’ adlı gruplara desteğine de dikkat çeken Muallim; “Akıllı ve mantıktan yana her insanın geçmişten ders alması gerekiyor. ABD geçmişte olduğu gibi şimdi ve her zaman kendi çıkarları ve planları doğrultusunda partnerleri ve müttefiklerinden vazgeçmiştir. Dolayısıyla onlarla birlikte olan Kürt yurttaşlarımızın bu gerçeği irdelemeleri ve geçmişten ders almalarını umuyoruz..” ifadesini kullandı.

Suriye’nin kuzeyinde gerilimi azaltma bölgeleri anlaşmasının hayata geçirilmesi için silahlı gruplar ve terör örgütleri destekleyip yönlendiren dış güçlerin de bunu kabul etmesi gerektiğini ifade eden Muallim; dolayısıyla dış güçlerin Suriye’de provokatör ve terörü destekleyen müdahalelere son vermeleri gerektiğini kaydetti.

Astana görüşmelerinde garantör bir devlet olarak Türkiye’nin Suriye’de mevcut güçleri konusunda Muallim; Suriye’de meşru ve resmi hükümetin onay ve izni olmaksızın vatan toprakları üzerinde herhangi bir yabancı gücün gayrı meşru olduğunun bir kez daha altını çizdi.

Muallim Suriye’nin İdlib’te gerilimi azaltma bölgesi anlaşmasını kabul ettiğini, fakat bunu Türkiye rejiminin niyet ve ciddiyeti konusunda bir sınav niteliğinde saydığının altını çizdi. Türkiye’nin anlaşmada silahlı örgütlerin garantörü olduğuna dikkat çeken Muallim; onları herhangi bir ihlalde bulunmamalarına ikna etmesi gerektiğini kaydetti. Muallim Suriye’nin aksi halde ihlallere gerektiği ve uygun gördüğü gibi karşılık vereceğinin de altını çizdi.

Başbakan Yardımcısı Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Muallim; Suriye ve Türkiye arasındaki ilişkilerin bu şekilde kötü olmasının nedeninin Suriye değil de, Türkiye rejiminin Suriye konusundaki yanlış politikası olduğunun altını çizdi. Muallim Türkiye rejiminin Suriye ve Irak konusunda izlediği yanlış politika sonucunda Kürt meselesinin bu hale geldiğine işaret ederken, Türkiye rejiminin merkez hükümeti zayıflatmaya çalışmakla ciddi bir hata işlediğini kaydetti.

Türkiye’nin tutumunda bir değişimin olması ve hatasını düzeltmesi için her şeyden önce terör örgütlere muhtelif tür desteğini kesmesi gerektiğinin altını çizen Muallim; ancak bunun ardından ikili ilişkilerin düzeltilmesi konusunda Türkiye ile iletişime girmenin mümkün olabileceğine vurgu yaptı.

İsrail’in konusunda ise Muallim; İsrail’in işgalci bir devlet olup Arap topraklarına işgalini sürdürdüğünü, uluslar arası kanun ve kararları da ihale etmeye devam ettiğini belirtti. Dolayısıyla onun kimseyi tehdit etme ya da uluslar arası kanunlardan veya meşruluktan söz etme hakkına sahip olmadığını belirten Muallim; İsrail’in Suriye’ye saldırılarının devam etmesi halinde Suriye’nin kendini savunmada meşru hakkını kullanacağını ve gereğini yapacağının altını çizdi.

Muallim; “Şu an Suriye açısından önceliğin IŞİD ve Nusra Cephesini yok etmektir. Ondan sonra bakalım İsrail Suriye’ye saldırılarını sürdürecek mi sürdürmeyecek mi..” şeklinde konuştu.

Suudi Arabistan ve Katar arasındaki Körfez Krizinin Suriye’deki durumlara yansımaları konusunda ise Muallim; Suriye açısından önemli olanın, bu devletlerin terör örgütlere desteğini olduğuna dikkat çekti. Muallim söz konusu desteğin hala devam ediyor olduğunu belirtti.

IŞİD’e karşı savaşta Suriye ve Irak arasında koordinasyon konusunda ise Muallim; günü birlik olarak sıkı bir koordinasyonun bulunduğunu belirtti. Muallim fakat IŞİD’e karşı savaşta Suriye ile ABD arasında hiçbir bağlantı ya da koordinasyonun bulunmadığını ifade etti.

Suriye ile Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkiler konusunda ise Muallim; Suriye ile ilişkilerini yeniden başlatmayı düşünen herhangi bir devletin her şeyden önce teröre direk ve dolaylı muhtelif tür desteğini kesmesi gerektiğinin bir kez daha altını çizdi. Muallim aynı zamanda Suriye ve halkına yönelik yaptırımlara da son vermesi gerektiğini vurguladı.

Check Also

Rakka Halkı: Talepleri Ve Kaygıları Meclise Aktarabilecek En Yetkin Temsilci Seçilmelidir

RAKKA (SANA) – Rakka Valiliği halkı dördüncü yasama dönemi Halk Meclisi üye seçimlerine katıldı. Sabah …