ŞAM – Başbakan Yardımcısı Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Velid el Muallim; Suriye’deki son durumlar ve krizin çözümüne ilişkin son gelişmelere ışık tutan bir basın konferansı düzenledi.
Basın konferansında Muallim; Suriye ordusunun, Suriye halkını vahşice hedef alan teröristlere karşı dahil hiçbir zaman ve hiçbir yerde kesinlikle kimyasal silah kullanmadığının altını çizdi.
Muallim Suriye ordusunun yayınladığı bültenin yanı sıra Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığının Uluslararası Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü, BM ve BMGK’ye gönderdiği raporda Suriye ordusunun herhangi bir zamanda kimyasal silah kullanmadığının kesin bir şekilde vurgulandığı ve Suriye’nin kimyasal silah kullanımını kınadığının altı çizildiğine dikkat çekti.
Suriye’ye yönelik bu suçlamalar ve hırçın medya hamlesinin zamanlamasına işaret eden Muallim; bu hamleyi yürüten devletlerin destekledikleri ve örtü temin edip yönlendirdikleri teröristlerin de Şam ve Hama kırsallarında sivil bölgelere ve askeri mevkilere bulundukları geniş çaplı saldırılara vurgu yaptı. Muallim söz konusu saldırılarda bu teröristlerin uğratıldıkları kayıpların terör örgütleri ve işverenlerini ciddi şekilde rahatsız ettiğini kaydetti.
Riyad Muhalefetinin Tek Bir Talebi Vardı
Son olarak yapılan Cenevre 5 görüşmelerine eş zamanlı olarak terör örgütlerin Şam ve Hama kırsallarında sivil ve askeri mevkilere tırmandırdıkları saldırılara vurgu yapan Muallim; görüşmelerde ‘Riyad heyetinin’ bu görüşmelerde sadece bir talebi bulunduğunu belirtti. Muallim teröristlerin saldırılarında başarısız düşmeleri ve ağır kayıplar vermeleriyle ‘Riyad muhalefetinin yalan dolanlarla Suriye ordusunun İdlib kırsalının güneyi Han Şeyhun Bölgesinde kimyasal silah kullandığı yalanını uydurduğunu söyledi.
Terörü Destekleyen Devletlerin Oyunu
Suriye’ye karşı kimyasal silah kullanımı propagandasındaki dezenformasyona dikkat çeken Muallim; bu suçlama propagandasının sabah saat 06 civarında başladığını, Suriye hava güçlerinin ise bölgede saat 11:30’dan sonra operasyonlar düzelemeye başladığının altını çizdi. Muallim tüm bu propagandanın Suriye ve halkına karşı Kaide Örgütünün Suriye kolu Nusra Cephesi dahil terörü edat olarak kullanan devletlerin bir planı olduğunu belirtti.
IŞİD ve Nusra Cephesi dahil terör örgütlerin sivil yerleşim alanlarının içinde kimyasal silah ve maddeler depolamaya devam ettiklerine vurgu yapan Muallim; bu kimyasal maddelerin belli başlı devletlerin destek ve yardımlarıyla temin edildiğine işaret etti.
ABD’nin BM daimi temsilcisinin açıklamalarını eleştiren Muallim; konuya ilişkin hiçbir bilgisi olmadığını söylemesine rağmen direk olarak Suriye ordusunu suçlamasının mantıklı olmadığını ifade etti. Muallim; BM genel sekreterinin Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura’nın açıklamalarında direk olarak hava saldırısı diye nitelemesinin tuhaflığa işaret etti.
ABD’nin BM daimi temsilcisinin açıklamalarını eleştiren Muallim; konuya ilişkin hiçbir bilgisi olmadığını söylemesine rağmen direk olarak Suriye ordusunu suçlamasının mantıklı olmadığını ifade etti. Muallim; BM genel sekreterinin Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura’nın açıklamalarında direk olarak hava saldırısı diye nitelemesinin tuhaflığa işaret etti.
Türkiye Rejimi Sabote Etti
Son süreç içinde muhtelif bölgelerde ulusal uzlaşma çabalarında ciddi başarı ufuklarının görüldüğüne dikkat çeken Muallim; teröristlerin buna eş zamanlı olarak saldırılarını tırmandırmalarına ilaveten kimyasal silah suçlamalarıyla Suriye’ye yönelik hırçın bir hamlenin başlatılmasının bu zamana denk gelmesinin tesadüf olmadığına vurgu yaptı.
Terör örgütleri temsilcilerinin son olarak Astana görüşmelerine katılmama nedenlerinden birinin de bu olduğunu belirten Muallim; Türkiye rejiminin destekleyip yönlendirdiği bu terör örgütleri temsilcilerine katılmama talimatları verip Astana sürecini baltalamaya çalıştığını belirtti.
Suriye Kanıt ve Belgeleri Gönderdi
Muallim; terör örgütlerin Türkiye ve Irak üzerinden Suriye’ye geçirdikleri kimyasal maddelere ilişkin belge ve kanıtların eşliğinde yüzden fazla resmi mektubu BMGK ve Uluslararası Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütüne gönderdiğine vurgu yaptı.
Han Şeyhun Bölgesinde kimyasal saldırı suçlamasında öne sürülen görüntülerin tümünün Kaide Örgütünün Suriye kolu Nusra Cephesine tabi olarak İngiliz İstihbaratı tarafından teşkil edilen ‘beyaz miğferlilere’ ilaveten yine merkezi Londra’da bulunan Suriye Gözlemevi adıyla bilinen kiralık oluşum tarafından hazırlandıklarına dikkat çeken Muallim; tüm bu görüntülerin dar çaplı bir dairenin içinde alındıklarına vurgu yaptı. Muallim, şayet iddia edildiği gibi bu saldırının havadan olmuş olması halinde isabet dairesinin çok daha geniş olması gerektiğini kaydetti.
Muallim Suriye ordusunun son süreç içinde teröre karşı zaferlerinin herkes tarafından görüldüğünü, teröre karşı ciddi başarılarının da herkesin dikkatini çektiğine dikkat çekerken, böyle bir zamanda Suriye düşmanlarına propaganda ve siyasi baskı aracı verme fırsatı sağlayacak bir şekilde kimyasal silah kullanmasının mantıkla ilgisi olmadığını belirtti.
Federal İdare Meselesini Biz Suriyeliler Kendi Aramızda Çözeriz
Suriye’de federal yapılanmaların olması konusunda bir soruya cevabında Muallim; bu meselenin belirli amaçlar ve hedeflerle provoke edilip kullanıldığını belirtti.
Muallim bu meselenin tamamen Suriye anayasası ve halkının bir meselesi olduğunu vurgularken, ileriki süreçlerde uzlaşma yoluyla çözüleceğinden hiçbir kuşkusu olmadığının altını çizdi.
Talimatları Türkiye ve Katar Verdi
Başbakan Yardımcısı Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Muallim; Şam’ın Cobar Bölgesi ve Hama kırsalında meydana gelen terör saldırılarının tırmandırılması talimatlarının Türkiye rejimi ve Katar tarafından verildiğine vurgu yaptı.
Bu saldırıların siyasi ve sahasal olarak çökertildiklerine dikkat çeken Muallim; şimdi de edat olarak kullandıkları Nusra Cephesi ve çatısı altındaki terör örgütlere Lazkiye kırsalında saldırılarını tırmandırma talimatları verdiklerini belirtti.
Türkiye Rejimi Suriye ve Halkına Karşı Hiçbir Çabadan Geri Kalmadı
Türkiye rejiminin ‘Fırat Kalkanı Operasyonu’ adı altında Suriye’ye bulunduğu saldırının sona erdiğini ilan etmesinden sonra yeni bir saldırıya hazırlık yaptığını ilan etmesi konusunda bir soruya cevabında Muallim; bu rejimin Suriye’de olayların başladığı ilk anlardan beri Suriye ve halkına düşmanca davrandığını hatırlattı.
Türkiye rejiminin Suriye ve halkına karşı hiçbir çabadan geri kalmadığını vurgulayan Muallim; Bab Kentine nasıl girdikleri ve IŞİD’in Türkiye rejimi önünden nasıl çekilip yol verdiğinin tüm dünya tarafından bilindiğine dikkat çekti. Muallim Türkiye rejiminin Bab Kentine saldırısında düştüğü konumu irdelediğini ifade etti.
Muallim Erdoğan’ın son olarak hedefinin Menbic Kenti olduğunu ilan ettiğine dikkat çekerken; “o zaman gelsin de ne yapacağını görelim” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin çıkmazlık içinde bocaladığını belirten Muallim, fakat her şeye rağmen Suriye ve halkına karşı düşmancı tutumları ve teröre muhtelif tür desteğini aralıksız sürdürdüğünün altını çizdi.
Türkiye rejiminin Nusra Cephesinin Suriye’ye kimyasal madde geçirmesine yardım ve desteğine dikkat çeken Muallim; Halep’in doğusunda Nusra Cephesinin bu yöndeki faaliyetlerine ilişkin kanıtlar bulunduğunun altını çizdi. Muallim Türkiye rejiminin teröristlerin Suriye’ye kimyasal madde geçirmelerinde oynadığı rol konusunda Suriye’nin BM’ye belgeler eşliğinde raporlar gönderdiğini ifade etti.
https://www.youtube.com/watch?v=CQ1LFUgdjfc